Fottbrazileiro

Fottbrazileiro
Tout le monde joue au football au Bresil

dimanche 12 décembre 2010

GS SK Sonun baslangici

Adnan Polat ve Adnan Sezgin yonetiminin GS SK basina gecme tarihi 2008
Bu tarihten itibaren futbol piyasasindaki "buyuk" kluplerdeki teknik direktorlerin "trafigini" bir karsilastirmak isterim:

Milan AC 2008-2010.............................toplam 3 teknik Direktor Carlo Angelotti (2001-2009) Leonardo (2009) M.Allegri (2010)
Inter Milan 2008-2010.......................... toplam 2 teknik direktor Jose Mourinho (2008-2010) Rafael Benitez 2010
Barcelona 2008-2010.......................... toplam 2 teknik direktor Frank Rijkaard (2003-2008) Josep Guardiola (2008-2010)
Real Madrid 2008-2010...................... toplam 3 teknik direktor Juande Ramos (2008-2009) Manuel Pellegrini 2009-2010) Jose Mourinho (2010-?)
Liverpool FC 2008-2010..................... toplam 2 teknik direktor Rafael Benitez (2004-2010) Roy Hdgson (2010-?)
M.United 2008-2010............................ toplam 1 teknik direktor Alex Ferguson (1986-?)
Arsenal 2008-2010.............................. toplam 1 teknik direktor  Arsen Wenger (1996-?)
Ajax 2008-2010..................................... toplam 3 teknik direktor Adrie Koster (2007-2008) Marco Van Basten (2008-2009) Martin Jol (2009-?)
OL Lyon 2008-2010............................. toplam 2 teknik direktor Alain Perrin (2007-2008) Claude Puel (2008-?)
St Etienne 2008-2010.......................... toplam 2 teknik direktor Alain Perrin (2008-2009) Christophe Galtier (2009-?)

GALATASARAY SK 2008-2010.......... toplam 6 teknik direktor 

-2008 Erik Gerets
2008-2009 Karl Heinz Feldkamp
-2009 Cevat Guler
-Bulent Korkmaz
2009-2010 Frank Rijkaard
2010-? Georghe Hagi

 Demekki neymis efendim? Demekki zora gelince teknik direktor degistirmek tribunleri susturmak icin emekli imparatorlardan medet ummak uzun vadeli calismak yerine kisa vadeli "show" amacli eylemlerle tribunlere oynamak bir yarar saglamiyormus. Lig siralamasinda rezil bir yerdeki Genclerbirligi gelip seni kendi sahanda rezil kepaze edebiliyormus. Allah akil fikir versin diyorum ve hepimize Ulu Tanri'dan sabirlar diliyorum. 


Bugun dunya futbol piyasasinda belli bir kriz var. Gerci futbolun kendine ozgu olgusu klasik iktisat verilerine uymamakta ve hala buyuk paralar "genere" edilerek girdiler ve ciktilar devamli artmakta. Avrupa futbol piyasasi degeri 14.6 milyar euro civarinda. Dunya ekonomik kriz icinde ama bu krizin etkileri futbolun "fanatisme" olgusundan kaynaklanan bir parasute ragmen yavas yavasta olsa piyasayi etkilemekte oldugunun altini cizelim. 
UEFA'nin 2009 da yayinladigi European Club Footballing Landscape raporundan haberiniz oldumu bilemem ama ben su kadarini soyleyeyim: 
UEFA futbolda bir "Finansal Fairplay" organizasyonu pesinde Cunku Michel Platini'nin basini cektigi yeni yonetim futbol yonetimindeki bosluklarin ve istismara acikligin farkinda. Sizin Galatasaray SK icin iddia ettiginiz olumlu islerin daniskasi Avrupa'nin buyuk kuluplerince coktan gerceklestirildi ve piyasanin buyuk bir kismi ele gecirildi. Kaldi ki bu yeniden yapilanma yukarida da izah etmeye calistigim gibi gelirlerin artmasini saglamasina ragmen giderleri daha da arttirdi. Zira kontrol edilmesi cok zor olan bir transfer cilginligi, gelirler ne kadar artarsa artsin, giderlerin onun bir kac misli artmasina sebep olmakta ve Avrupa kuluplerinin buyuk bir bolumunu mali krize suruklemektedir. Kaldi ki futbol piyasa degerleri belli, futbolleri ekol olmus kulupleri ise markalasmis Avrupa kuluplerinden bahsediyoruz.
Galatasaray'a gelince: yapilan veya yapildigi soylenen olumlu isler ne olursa olsun, kulup gelirleri eskiye nazaran ne kadar artmis olursa olsun, sirketler ne kadar birlesirse birlesin (ki bu konuda da bozdugunu onarmak ne derece basari sayilabilir o da ayri bir tartisma konusudur) bu kulupte bir mantalite erozyonu vardir ve bizleri de rahatsiz edende budur. Daha once hazirlayip onlerine konan bir suru projeyi bakmadan anlamadan nazar-i itibara almaktan kacinan ve herseyin en iyisini ben bilirim mantalitesinde israrci olan, ben yaptim olducu yonetimler har vurup harman savurdukca ve bu intihar mahiyetindeki sorumsuz transfer politikalari surdukce dusus devam edecektir. Kaynaga inerek futbolcu yetistirme ve scooting konularinda daha once armut pis agzima dus seklinde hazirladigimiz projeleri 2002/2003 ten beri reddetmekte ve daha bir kac ay once hatirlattigimizda "vaktimiz yok" gibi abuk bir cevapla kaale dahi almamakta direnmektedirler. Baskanlik gorevi verilen kisi, futbolun yonetimini "saibeli" bir kisiye: bu isi Turkiye'de en iyi o bilir diye vermekte ve bu konudaki tum uyarilari asla ve asla kaale almamaktadir. Bu forumda aldigim uygunsuz duyumlari kendilerine defalarca duyurmamiza ragmen "sourde oreille" durumlari devam etmektedir:-)
Simdi yine UEFA'nin raporuna donersek:
 Turkiye ile ilgili bolumunde adi super kendi cuce ligimizdeki 18 kulubun sadece 7sinin kriterlere uydugunu ama 11 kulubumuzun EUFA Kriterlerine uymadigini acik secik soylemekteler. Michel Platini 2009 da UEFA kupasi finali icin Istanbul'a gelir gelmez 2 yildir para cezasina carptirdiklari TFF yonetimlerini son kez kibarca uyarmis ve UEFA Kriter Lisansini boylesine sorumsuzca artik onaylatamayacaklarini ve onumuzdeki sezondan itibaren (2011/12) anli sanli kuluplerimizin artik Avrupa Kupalarina katilamayacaklarini belirtmistir. 
Su anda 300 milyon oldugu soylenen butce acigi ile Galatasaray SK yonetiminin UEFA kriterleri dosyasina ne mesafede oldugu ve ne kadar basarili sayilabilecegi konusunu takdirlerinize birakiyorum.
Ayrica Ali Sami Yen gibi sehrin kilit noktalarindan birinde bulunan paha bicilmez bir yeri kendimiz bir turlu yapamadigimiz icin hukumet kapilarinda surune surune (!)  ikinci Olimpiyat Stadi niteligindeki Seyrantepe'ye sutlanmamiz da ayri bir beceriksizlik hatta ve hatta bir Galatasaray hainligidir. 
Bu koskoca camia bir turlu kendi stadina sahip cikamamis ve onun bunun elinde oyuncak olarak en sonunda Mecidiyekoy'u peskes cekip muthis bir ranttan olmus, Turkiye'nin batiya acilan penceresi Galatasaray en azindan Avrupa'daki stadlari bile incelemeden kendisine gunde 24 saat ,haftada 7 gun, yilda 365 gun oluk gibi para akitacak bir "centre" dan vaz gecmistir. Stanford Bridge Londra'nin gobeginde en gozde semtlerden Belgravia'da otel odanizdan cikip tribundeki yerinize disariya cikmadan ulastiginiz mukemmel bir tesistir. Burada shopping'inizi yapabilir, yemeginizi yer, sinemaya gidebilirsiniz. Paris Saint Germain Paris Belediyesinin tum ricalarina ve saglamaya soz verdigi kolayliklara ragmen Parc des Princes'ten vaz gecmemis Stade de France gibi dunyanin en guzel stadlarindan birini elinin tersi ile itmistir. Nedeni yine aynidir. Stade de France Saint-Ouen'da yani Paris disinda (Seyrantepe ile ayni konum diyebiliriz ve biz francophone Galatasaray'lilar bunu bile inceleyip anlamaktan aciziz) Parc des Princes ise sehrin icinde 16e arrondissement'dadir. Bu da su demektir: Taraftarlariniz, yani "musteriniz" size kolaylikla ulasabilmeli ve stadiniz devamli calisabilecek ve kulube para saglayabilecek bir konumda olmalidir. 
Sayin Galatasaray'lilar; Sizlere Avrupa stadlarindan verebilecegim daha cok ornek olmasina ragmen kisa kesiyor ve simdi size soruyorum:
-Metro ile ulasimi kolay, oto yolun kenarinda ve sehrin kilit noktalarindan birinde bulunan merkezi konumlu Ali Sami Yen'deki bir "Center" mi ari gibi calisir ve kulube para akisi saglar yoksa ikinci Olimpiyat Stadi konumundaki Seyrantepe mi?
-Ali Sami Yen'den vazgecmek ne kadar akilliliktir?
_Hangi mantik girisi cikisi gidisi gelisi problem oldugu asikar gorunen Seyrantepe'ye surulmeyi basari diye pazarlar ?
_Inonu Stadi, Sukru Saracoglu Stadi sehir disindamidir?
-Neden onlar stadlarini koruyabiliyorda biz hemen vaz geciyoruz?
-Nasil oluyorda boylesine aciz bir yonetim bu kadar caresizce kabullendigi bir stadi acabilmek icin "surunmeye" bile razi olabiliyor?
-Sizce yaptiklari olumlu isler (!) butun bunlara degermi?
-Galatasaray Kulubu Saint-Etienne (France) Servette de Geneve (Suisse) gibi ya sportif basarisizlik sonucu veya UEFA kriterlerine uymadigindan bir kac kume birden duserse taraftar (musteri) kitlesini koruyabilirmi?
-Ayni nedenler dolayisiyla marka degeri ne olur?
-Baskani surunen ve kendi kume dusmeye aday bir kulubun borsa degerinin gelecegi nedir?
-Siz bu durumdaki bir kulube borsa islemcisi olsaniz yatirim yaparmisiniz?
-Su anda borsa degeri yukselse ne olur yukselmese ne olur?
-Gercekten Galatasaray SK nun geleceginden umutlumusunuz?
-Neden sezon basindan beri bu durumu ben on gorebiliyorumda kulup baskani ve o bu isi Turkiye'de en iyi bilen profesyonel arkadas ozellikle her transfer sezonunda hala taraftara ve biz kulup uyelerine umut pompalayabiliyorlar?
Vs... vs...
Simdi bir durup dusunsek ve bu yonetimlerin ne kadar basarili ve ne kadar basarisiz olduklarini, transferlerimizin neden sistematik bir sekilde kulube degil baskalarina yarar sagladigini anlamaya calissak....Acaba yaklasmakta olan mali kongrede hala 80/100 kisi ile ibra mekanizmasini calistirirmiyiz? Yoksa ibra etmeyip hesap sorma mekanizmasini harekete gecirerek bu ve bundan sonra ki yonetimlerin "sorumluluklarinin" farkindaligini saglarmiyiz?

Yukarida okuduklariniz bir "science fiction" degildir, olmasi "probable" ve futbolun gerceklerinden kaynaklanan bir sonuctur. Oyle sey olurmu koskoca GS SK kume dusermi demeyiniz zira duser dusebilir bu imkan dahilindedir Butun bilimsel veriler bunu isaret etmektedir. Yonetimlerin yetersizligi kisisel cikarlarin on planda oldugu kontrol mekanizmalarinin olmadigi hesap sormanin imkansiz oldugu ve hepsinden onemlisi kitlesel akil durmasi syndromumuz dolayisiyla olabilmesi muhtemel projection'lardan bahsettim Kusurum varsa affola.
T.Tunc Uner
International Football Management

Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire