Fottbrazileiro

Fottbrazileiro
Tout le monde joue au football au Bresil

mercredi 21 novembre 2012

GALATASARAY SK NUN DRAMI





"Bence bu galibiyet,depremde zarar gormus catlak patlak binalara , sahibi ucbes daha kazansin diye gosteristen yapilan  siva boyalara benzedi"..





SEK SEK SEKEREKTEN INCI DIZEREKTEN.........


Her 3 macin 2 sinde tokezleyen ama arada bir mucizevi galibiyetler alan takimimiza adadigim bir sarkinin ilk sozleri bunlar. 

Ilk cumle ise bana degil bir can dostuma bir baska "hasta" Galatasaray'li kardesimin ve durumu bundan iyi ozetleyebilecek bir baska cumle bulamadigim icin affina siginarak onunkini kullaniyorum.

Evet, isler ne kadar kotu giderse gitsin, kulup ne kadar "kurumsallik" tan uzaklasirsa uzaklassin, kazara bir basari yakalandiginda hersey gulluk gulistanlik oluyor, populist soylemlerle insanlarin kafasi bir daha karistiriliyor ve kurumsallik yolundan biraz daha sapiliyor.

Herhalde son Manchester United "ZAFER"inden bahsettigimi herkes anlamistir. Dunyanin en buyuk en kurumsal kulubunun takimini ustelikte bu donem Champions League grup maclarinda beraberligi bile olmayan bir takimi devirirseniz elbetteki hamaset edebiyatcilari cala kalem karsiniza dikilecektir. Iste asil tehlike de buradadir.

Siz istediginiz kadar adamlarin artik gurup birinciligini garantiledigini, bu nedenle genclerini "isitmaya" geldiklerini, Istanbul'a getirdikleri 21 futbolcunun 7sinin hayatlarinda ilk defa Champions League kadrosuna alindiklarini soyleyin, millet bu sira disi "zafer" den oylesine sarhoski kendinizi yirtsaniz sizi duymazlar.

Olsun, ben yine dogru bildiklerimi yazacagim ve "kisa" gelecekte kim hakli kim haksiz ortaya cikacak.

Burada bir kez daha tekrarlamak bahasina yine de birsey degismeyecegini ve yukarida anlattigim "dongu"den ne Galatasaray'in ne de baska turk takimlarinin cikamayacagi gercegini artik kabullenmek gerekiyor. 

Nedenmi?

Malum; gonullerin teknik direktoru Fatih Terim oyle guzel pazarlaniyorki, balik hafizali milletim 6 ay Fiorentina ve 9 hafta Milan'i calistirmayi ve 2 kulupten de yoneticiler tarafindan kovulmayi basari diye pazarlayanlara inaniveriyor. Ama o bizi tarihimizde ilk defa Avrupa Kupasi finallerine goturdu diyenler; finallerde milli takimin "sifir" cektigini hatirlamak istemiyor, ayrica o takimin alt yapisinin Piontek'e ait oldugunu unutuyor, UEFA sampiyonlugunu kazanan GS SK nun 14 yil sampiyon olamadan alt yapisini duzelttigini ve Derwal'in eserine "hazir" konanlarin aslinda bu basarinin kokeninin Alman Teknik adamin ve ekibinin cabalari ve donemin yoneticilerinin ilk ve son defa "ileriye donuk" bir projeyi, tribunlere bosvererek gerceklestirdiklerini, bunun bedelini de ilk secimde komiteciler tarafindan bir kenara itilerek "odediklerini" bilmezden geliyor. O yonetimki kulup kasasini "arti" pozisyonda birakma becerisini gostermis bir yonetimdi. Sonrasinda malumunuz kulup kasasi asla arti vaziyete gecmedigi gibi eksininde altina (!) indi.

Kimsenin aklina Ankaragucu veya Goztepe'nin ayni teknik direktorle ne sonuc aldiklari gelmiyor. 
Evet balik hafizaliyiz biz...ve ayrica biraz da "saftaroz"uz gibime geliyor. Yoksa niye durmadan ayni oyunlara gelelimki?


Bence asagidaki resim herseyi anlatiyor. Fred Cakmaktas gorunumlu "idareci" arkadas hayatindan cok memnun. Normal. Galip takimin teknik direktoru de. O da normal. Ama ne gariptirki kaybettigi mactan sonra Sir Alex Ferguson mac oncesinde ne niyetle geldiyse mac sonrasinda da ayni niyetini muhtesem bir kahkaha ile sergilemekte. Bu, soyunma odasinda Manchester United'in en degerli futbolcusunun kafasina ayakkabi firlatan Ferguson olmasa gerek:-)))











AVRUPA DA VARIZ AMA CHAMPIONS LEAGUE'DE?


Evet Galatasaray SK bu galibiyet ile Avrupa Kupalarindan erken ayrilma kabusunu simdilik yok etti. Ama oynanan futbola, teknik direktorun taktik tercihlerine ve bu tercihlere gore yaptigi oyuncu degisikliklerine bakilirsa cekirge oyle cok sik sicrayamayabilir.

Cluj'da ne oldu bilemiyorum ve dedikodulara inanmak ta istemiyorum. Ama bugun itibariyla Manchester United haricinde diger 2 takiminda matematik olarak sanslari ayni. Bu 2 takimin macindan ve Braga'nin son macindan cikacak sonuc ise kader maci olacak.

Son durum asagida:

Groupe H

À domicileÀ l'extérieurTotal
ClubsJVNDVNDVNDbpCDBpts
1Manchester United FC Manchester United FC520020140195412
2Galatasaray AŞ Galatasaray AŞ51111012125507
3CFR 1907 Cluj CFR 1907 Cluj51021102128717
4SC Braga SC Braga5002102104611-53
* Les classements sont provisoires jusqu'à la fin des matches de la phase de groupes.
Mis à jour le: 21/11/2012 08:40 HEC
Légende :
J: Joué(s)   
V: Victoires   
N: Match nul   
D: Défaites   
bp: Buts pour   
C: Contre   
DB: Différence de buts   
pts: Points


CHAMPIONS LEAGUE FATURASI


Sezon basinda yapilan transferler, harcanan paralar, geri getirilen vazgecilmez teknik direktor ve butun bu tercihlerin agirlastirdigi mali durum gozonune alindiginda eger Champions League'den elenirsek ki bu pekala mumkun, hesabi kim odeyecek dersiniz?

Ben soyleyeyim:

Yapilan transferlere harcanan paranin tutari malum ve butun bu paralar Champions League getirileri gozonune alinarak yapildi. Bu bir baska deyisle (fransiz ata sozu) vendre la peau de l'ours avant de le tuer. Yani henuz daha oldurmediginiz ayinin postunu satmak.....

O nedenle bu ipotetik zafere de cok sevinmemek ve isin sonunu getirmek lazim.

Yillardir oynanan oyun iste bu: Populist yonetimler kendilerine ait olmayan paralari populist soylemler esliginde harcar, tribunleri (ve kongre uyelerini) uyuturlar, daha sonra da "pardon! cok istedik ama olmadi" der, isin icinden siyrilirlar. Zira herhangi bir sorumluluklari yoktur.

Butun bu "idareci" takimi aslinda anli sanli yoneticilerdir. Kendi sirketlerinde sinegin yagini cikartirlar ve bu yilin butcesinde yoksa bir kurus bile harcamaz ve harcatmazlar. Dogrusu da budur. Ayagini yorganina gore uzatmak iyi yoneticilik, yorganini iplemeden ayagini uzatmak ise kulup idareciligidir bu ulkede.

Nedeni de yukarida aciklamaya calistigim olgudur:

-Kendi sirketinde yonetici "Sorumludur" ve mali yilin sonunda bilanco'nun hesabini verecektir. Bunun bilincinde oldugu icindirki asla yanlis adim atmaz, atamaz, attirmazlar.

Ama ayni yonetici, dernekler kanununa gore "idare" edilen kuluplerin basina gectiklerinde (her nekadar profesyonel yapilanma soz konusu ise de Turkiye'de bu gostermeliktir: bkz: son hisse satislari) verecek hesap olmadigindan bol keseden atarlar ve sonunda ya ceker giderler ya da teamuller geregi ! yeniden secilirler ve oyun devam eder.

Bir de soylemeden gecemeyecegim bize mahsus bir olgu daha vardir. Baskan cekip gitse de idareci takimi uc asagi bes yukari aynen baska listelere dagilir ve yeniden secilirler. Bu cok acik secik ortada olmasina ragmen ya bilmezden gelinir veya dile getirenler "tu kaka" edilerek yola devam edilir.

Gunumuz futbolu artik oyle bir endustri haline getirildiki, pasta cok buyuk, akbabalar ise doymak bilmiyor! Ellerine gecirdikleri imkanlari sonuna kadar kullanma yolunda hersey mubah goruluyor. 
40 yillik dostlar bile yeri geldiginde (tabii yuzlerine degil) arkadan cekistirilebiliyor.

- Ya su adami bir dinlesek, projesi bu kulubu kurtaracak nitelikte, dendiginde alinan cevap:

-...iktir et ...neyi! konusacak ne varki? oluyor. Utanc verici ama bu maalesef boyle ve ....evet bildiniz belgesi yok:-) 
Soylemler aynen vaki, isimler bende mevcut, ama karsi karsiya gelindiginde can ciger kuzu sarmasi....

BOYLE GELMIS BOYLEMI GIDECEK?

Bu sorunun cevabi kocaman bir hayir. Nedenleri ise cok acik:

- Hicbir mali yapi bu somuru sistemini kaldiramaz ve eninde sonunda iflas eder.
- O takdirde asirlik kulupler ya Rus Oligark'larin ya da Arap Seyh'lerinin eline gecer. (o kadar buyuk ve iz'ansiz borcun altina baskasi yatmaz)
- Profesyonel Futbol'un kendine ozgu yapisi para aklamaya cok elverisli oldugundan bu kuluplere talep mutlaka olacaktir.
-FIFA'nin Avrupa Birligi Konseyi ile UEFA'nin da G14 ler ile olan kavgalari bir yere kadar surecek ve "ozerklik" bir takim kurallara baglanacaktir bu da futbol'un kendini "temizlemek" zorunda kalacaginin bir isaretidir.
- Milyarlarca dolar genere eden gunumuz futbol endustrisi mutlaka "otorite'lerin ilgi alanina girecek ve dizgine cekilecektir.
- Bossman kanunu ile baslayan bu dizginleme ve kural altina alma bahsettigimi konulara da sicrayacak ve "abus de biens sociaux" eninde sonunda futbol "sirketleri" icin de soz konusu olacaktir.


Yazima burada "ara" veriyor ve herseye ragmen, elimiz bogrumuzde kulubun satilmasini seyretmemek icin herseyin gonlumuzce olmasini diliyorum.


NB/ Bu dilek, kurumsallasilmadigi surece, sadece vadeyi uzatir, kulubu kurtarmaz o da ayri hikaye.

mercredi 14 novembre 2012

300 ISPARTALI

300 KISININ DISINDA "ADAM"MI YOK BU CAMIADA?

Galatasaray S.K. nun son 10/12 yilda yonetim tarzina bir goz atildiginda en carpici nokta secimlerde 200/250 cengaverin "kulis" yaparak, secim sonralarinda da 40/50 kisinin done done, yani sirayla yonetime girerek "medya maymunlugu" gorevlerini itina ile yaptiklarini izlemliyoruz.

Secim kazanmanin yolu, bir takim "bidon" rivayetler yaymak, buna once kendi inanip sonra da cevresini inandirmak. Maasallah bu taktigi hakkiyla uyarlayan koca koca agabeyler hangi akla hizmet ediyorlar bilinmez. Zira cogunlugu amacladiklari ve umutla bekledikleri gorevlere getirilmez oyalanir ve sonunda "oyun" disi birakilirlar.

Bir takim "diger" agabeyler ise ucundan kosesinden kulupten nemalanacaklarini bilir ve bu taktigin bas aktorleri, daha sonra da "beneficiaire'leri olurlar. Kendileri, ogullari, yegenleri ya da kardesleri bir sekilde "pasta"nin kenarindan tutmak! serefine nail olurlar:-)

Yonetime secilme serefine nail olanlar ise, ya gelecege yatirim icin ceneleri duser olur olmaz konusurlar, ya da bir suru karmasik siyasi oyunlara girer, kimsenin aklinin ermeyecegi (!) bazi projeler uretirler. Ama ne hikmetse bu projeler bazi rivayetlere gore hep kendilerine ya da cevrelerindeki "pesmerge"lere yarar sekilde kotarilmistir.

Daha da yukarilara tirmanirsak, "kadro tenorlari" medyatik imkanlari ve kulup populerligini iyi degerlendirir, hukumet nezdindeki sahsi islerini de bu arada bir guzel hallederler.

Bu yonetemeyen ya da yonetmeye zaten niyeti olmayan "idareci" kadro, tribunlerin ve kulup uyelerinin gozunu boyamak icinde hep ayni populist taktikleri kullanir ve yine ne hikmetse bu taktik ve oyun hepte tutar.

Gonullerin teknik direktoru getirilir, dunyanin en "efficace" teknik direktoru gonderilir, o olmaz (isler sarpa sarar oyun tutmaz) yerine I LOVE YOU HAGI getirilir, o da tutmaz "salak" addedilen milleti susturmak icin ve duygu somurusu yapmak uzere BUYUK KAPTAN getirilir, o da olmazsa yabancilara olmadik odunler verilir ve "isim" getirilir ve yine tutmazsa bu fasit daire yeniden bikmadan usanmadan cizilir....

Iste bunun icindirki ileriye donuk herhangi bir proje uretilmez, uretenlere set cekilir ve donen "profit" dolabinin durmamasini saglamak icin elden gelen her turlu melanet sergilenir.

KOYUNUN OLMADIGI YERDE KECIYE ABDURRAHMAN CELEBI DENIR

E zaten takimdan sorumlu ve heyecanli idarecimizin ismi de az cok buna benziyor. Bana isin sorumlusunu goster akibetini sana soyliyeyim derdi eski bir isverenim...
Galatasaray'in durumu iste bu... TFF'den yollandiktan sonra transfer edilen basketbolcu CIO'muz, (TFF nin hali malum orayi nasil kurumsallastirdiysa burayi da aynen halleder) kendinden baska herkesi suclayan ders almaz-verir teknik direktorumuz, kor gozune parmagim transferler ve de Turkiye super liginin icler acisi hali dolayisiyla oynamadan kazanarak, simdilik lider olan takimimiz.
Maclari seyredenler Galatasaray'in topa hakimiyetinin her mac %60 veya daha ustu olmasina bakarak aldanabilir, ama kazin ayagi oyle degil. Her 6 pasin 3u yan 2si arka kalan biri ise ya rakibe ya out yada tuch'a gidiyorsa buna Barcelona futbolu diyemezsiniz. Gole gitmenin bin turlu combinaison'u, ucgeni, adam eksiltme taktikleri, teknik beceri sahibi, kosan basan ve "orta sahayi" akillica yoneten bir playmaker'lar ordusu yok ortada. Dolayisiyla 2-0 yenilip dururuz ve iyi oynuyoruz ama sansimiz yok deriz. Tabii yersen! Avrupa yemiyorda! Malum Champions League'de durum vahim.
Iste hal-i pur-melalimiz.

GALATASARAY FUTBOL OY-NA-MI-YOR.

Soylemekten dilimizde tuy kalmadi ama bakiyoruz ki aklin yolu bir. Bakin artik neler yaziliyor konu hakkinda:

Galatasaray kandırıyor 

BEN geçen sezon sonundan beri Galatasaray’ın eksiklerine dikkat çekiyorum.
Sezon başından beri de Galatasaray’ın kötü futbolunu yazıyorum.
Spor basını ise büyük ihtimalle Galatasaray’dan pek hazzetmediği için Galatasaray’ı pohpohlayıp duruyor.
Galatasaray çok kötü futbol oynuyor.
Geride yapılan sürekli yan paslarla top hâkimiyeti Galatasaray’da gibi görünse de, oyunda üstün tarafmış izlenimi yaratsa da Galatasaray futbol falan oynamıyor.
Alın Mersin İdmanyurdu maçını.
Böyle bir futbol dünyada kaldı mı?
Daha önce de yazdım bunları.
Topu al, önce bir geri pas, sonra en az 5 yan pas, sonra orta sahaya bir pas... Orta sahada 3 yan pas...
Sonra tekrar savunmaya bir pas... Savunmada iki yan pas...
Sonra.... Sonrası yok.
Çünkü bu arada rakip savunma yerine yerleşmiş, herkes adamını, alanını almış oluyor ve duvar gibi savunmaya karşı hücuma kalkıyorsun.
Sonuç...
Rakibe geçen top ve tüm bunların yeniden başlaması.
Ne hız var, ne çabukluk.
Eboue sahada afyon yutmuş gibi dolaşıyor. Yerine Sabri oynasa daha iyi.
Hızlı tek bir atağı yok.
Hücum oyuncuları depar üstüne depar atıyorlar ama yan pasa şartlanmış takımda bunu gören yok.
Son maçta iki kere gol pozisyonu oldu, ikisi de bu deparlara atılan paslardan ama sadece iki kere.
Ya değişikliklere ne demeli.
Takıma kurtarıcı diye Aydın giriyor.
Yahu Aydın bunca yılda ne yapmış.
Melo yedek. Tamam anlıyorum.
Ama 70. dakikada alınmaz mı, rakip oyunu kilitlemişken ve boş alan yokken Aydın mı alınır, Melo mu?
Sonra basın toplantısında öfke küpü bir Fatih Terim.
Hırsını kimden alacağını bilmiyor, bahane buluyor.
Peki biz hırsımızı kimden alacağız...

Bunlari yazan Fatih Altay'li kardesimiz. Kendisi bu kulupte bir donem baskan yardimciligi yapmis agzinin payini almisti...Bakiyorumda ayni seyleri gormusuz. Iste bunun icindirki "aklin yolu birdir" diyorum.
Gerci Teknik Direktor her ne kadar sezon basindan beri kendini sikarak "agirdan" almaya calistiysa da artik kazan buhar kacirmaya basladi.
Bunu tarif ederken yine fransizca bir deyim kullanacagim zira fransizca cok ama cok zengin bir dildir ve deyimler her zaman "cuk" oturur.

"Chassez la nature elle revient au galop"

der Fransizlar. Bu kendini zorlama eninde sonunda ne oldugun ortaya dokulur demek...

Yorumsuz.

Illa yorum diyenler Fatih kardesimin son yazisina bir goz ativersin zaten...


ISIGIN OLDUGU YERDE KARANLIK SAKLANAMAZ

Bu oyun ne zamana kadar surer sahsen bilemiyorum. Bildigim tek sey kaderin bir cilvesi olsa gerek, kendi kulubunu batirmis bir tup gazci Turk Futbolunun basina getirilerek belki de en olumlu sey yapilmis oldu. Zira bugunlerde TFF de oyle seyler oluyor ve oyle elemanlar ayrilarak veya faaliyetlerini surdurerek artik oyle seyleri acikliyorlarki durum surdurebilinir olmaktan zaten cikiyor.
Bilerekmi? sanmam!

Hasbelkader baskan bugune kadar gelmis gecmis en zayif halka federasyonda. Belki UEFA bu kadro tarafindan simdilik yatistirildi, ama futbolumuz dunya 3. lugunden dunya 38. ciligine indi inmeye de devam edecek. FIFA klasmaninda en son siradaki TURK ADALARI  Turkiye'ye gittikce yaklasmakta:-)

Turk Futbolu yapilan yanlisliklar ve etik olmayan davranislar, is bilmez insanlarin yonetime "heveslenmesi" ve baba parasi ile kendine oyuncak alan simarik zengin cocugu misali atesle oynayanlar yuzunden kendi kendini temizleyecek o da olmazsa rezaletin ayyuka cikmasi nedeniyle buna UEFA ve FIFA yoluyla zorlanacak.

UEFA'nin G14 ile FIFA'nin da Avrupa Birligi ile mucadelesi ve futbolun yavas yavas bir oyun olmakta cikip devasa bir ekonomi aktoru haline gelmesi bu yolun sonunda cok seyin degisecegine isarettir.

UEFA Champions League' den milyarlar kazanir ve bunun adil dagitimini saglayamazken (yada saglamak istemezken) FIFA ise World Cup'dan milyarlar kazanip bunu futbolun gelismesine degil sahsi ihtiraslarinin ve cikarlarinin dogrultusunda harcarken, iddia oyunlari milyarlarca dolar "genere" eder ve mac sonuclarini manipule ederek futbol'un etik olmaktan cikmasini saglarken, bu olgunun birilerinin dikkatini cekmemesi mumkun degildir.

UEFA G14 de dert anlatmakta ve kuluplerin hakli olarak "futbolcularimi" kullanip milyarlarca euroyu "cup"luyorsun bari "risk"lerimize ortak ol ve daha hakkani bir dagitim sagla soyleminden rahatsizligini acikca gostermekte.

FIFA ise, arkadas ben politikalar ustu ve bagimsiz bir kurulusum hak hukuk tanimam efelenmesi Avrupa Birligi bakanlar konseyi duvarina carpmis vaziyette. Sakli gizli de olsa bir kac senedir bunun kavgasi surmekte... Bilin bakalim bu dovusten kim saglam cikacak? Afrika ve Orta-Amerika&Karaip ulkelerinden olusan kalabalik delege ordusunu bir kac yuz bin dolara satin alarak hukumdarligini surdurmeye calisan Sepp Blatter' mi yoksa futbolun kendine ozgu kurallari oldugunu biliyoruz ama bu onun hukuk disi olmasini gerektirmez dolayisiyla "Bossman" kanunlarini nasil kabul ettiyseniz yeni olusumuda ope basa kabul edeceksiniz diye bastiran Avrupa Birligi'mi?

SIKECILER KURTULMADI SADECE MUKADDER SON GECIKTIRILDI

Daha once bir kac TV programinda kume dusecegini soyledigimiz takimlardan hicbiri kume dusmedi, hicbirine puan silme cezasi verilmedi, sadece gostermelik mahkeme kararlari ve bir kac kisi gunah kecisi durumuna getirilerek kamu oyu ve UEFA'nin dikkatlerini dagitilip olay ort-bas edildi.

Yine mahkemelerde ugrasmak istemedigim ve asla ispat edemeyecegim icin baska duyumlarimi anlatmak-yazmak istemiyorum. Ama ne devlet eliyle, ortulu odenek dedikodusuyla, parayla pulla bu olay biter, ne de Avrupa Birligi-FIFA, UEFA-G14 kavgasini umursamamakla.
Eninde sonunda bu fatura kesilecektir.

Aksi takdirde Michel Platini, Avrupa Birligi Bakanlar Konsey'i onunde soyledigi:

- Futbolu temizlemek istiyoruz bize bu konuda olanak saglayin.

lafinin altinda kalir ve artik baskan olarak ne futbol dunyasinda ne de politikacilar nezdinde inanilirligi kalmaz.

Kasim 2012

NB/ Futbolun kirlenmesi ve FIFA'da donen dolaplar konularinda cok onemli eserler arasinda saydigim Andrew Jennings'in "Carton Rouge" isimli kitabini okumanizi saglik veririm. Isteyenlere bu konularda yazilmis cok ciddi eserlerin detaylarini da gondemeye hazirim. Yeterki okuyalim ve fikir sahibi olmadan once "bilgi" sahibi olalim.








mercredi 10 octobre 2012

TURK FUTBOLU ABUKLUKLAR VE KERAMETI KENDINDEN MENKUL BILGICLER



Bu yazimi ulkede konu bulmanin en kolay oldugu alana, yani abukluklara adiyorum:-)

Oyle ya TV lerde ahkam kesen, kendi kendini imparator, kral, duayen, bilge ilan eden ama akilli bir laf etmek isteyince de berbat bir sekilde cuvallayan o kadar cok "uzman"imiz varki... Kulak vermek yeterli oluyor.

Ornegin milli yorumcumuz Omer Urundul kardesimiz Almanya Portekiz macinda yayinin daha ilk dakikasinda golunu ativerdi:
- Almanya bir ekol takimi olmasina ragmen fazla takimla oynamiyor, yani sey!!! deyiverdi...Bir kac dakika sonra da o alistigimiz cevherlerinden birini daha yumurtlayip:
- Ileri uc (ne demekse) oyuncularinin press'leri yetersiz oldugu icin 3 orta saha oyuncusunun (neden uc hala anlamadim 2 ya da 4 ya da daha fazla olabilirdi) calismasi lazim....yorumunu da yaparak bizleri ihya etti. Malumunuz ileri uc! oyunculari press'lerinde yeterli olurlarsa takimin geri kalan oyunculari yatabilir:-)

Bir diger aklievvel teknik direktor-yorumcumuz, konusuna o kadar hakimki, Yunanistan Rusya macinda Yunan Milli takim teknik direktorunun yaptigi degisikligi bakin nasil yorumluyor:
-Hizli bir "santrafor"sa (hocam santrfor be ya) etkili olabilir...Cok guzel bir yorum fakat zurnanin zart ettigi yer: Cikan oyuncu Gekas, giren oyuncu Jose Holebas. Yani teknik adam orta sahadan adam alip defansi takviye ediyor ve 1-0 onde goturdugu maci saglama aliyor. Holebas santrafor degil Olimpiakos'un sol beki maalesef.
Bunu soyleyen ise cok bilmis cakma Terim Hikmet Karaman...

Madem "Omercik" ile basladik bir incisini daha unutmayalim haksizlik olmasin:Cek Cumhuriyeti Polonya macinda macin tek golu Baros'un asisti ile golu atan Jarosek'ten geliyor ve milli yorumcu Baros'un asistini "olumsuz" olarak niteliyor... Bir asist gol olmus ve olumsuz!! Bu da yorumsuz!!!

The last but not the least!!! Imparatore diyorki: Importante resultate:-))))
Dogrusu L'importante e il resultato olacak...
Benim yorumum:
- 2-0 yenilip yenilip guluyorum, bu ekim ayinda bir sey var, yenilsem de seviniyorum. Sonucta her iste bir hayir vardir...Belki de hakkimizda hayirli olacaktir. Yersen!

Yapacak bir sey yok. Turkiye her konuda oldugu gibi spor'da ozellikle de futbol'da uyumakta. Malum bir zamanlar Portekiz diktator Salazar tarafindan 3 F ile yonetiliyordu. Fado, Fiesta, Futbol...

Tarih tekerrurden ibaretmis...




Not: Hikmet Karaman'a hediyemdir;-)

JOSÉ HOLEBAS


© L'Equipe
Pays :
Grèce
Age :
28 ans
Date de naissance :
27 juin 1984
Lieu de naissance :
Aschaffenburg (ALL)
Taille :
1m84
Poids :
79 kg
Poste :
Défenseur
Club Actuel :
Olympiakos
Olympiakos



lundi 8 octobre 2012

Herkes ciklet cigner ama Ayse hanim gibi saklatamaz!

QUAND L"AUTOMNE ARRIVE





IL ETAIT UNE FOIS !













Il etait une fois un jeune qui pouvait mais qui ne savait pas, aujourd'hui il sait mais il ne peut pas.

Ce train de la vie n'est accessible qu'une fois, et puis on regarde derriere lui et on reflechit...Tout ce qu'on pouvait si on avait su.

Voici l'automne en trois images. Veni, vidi, vici...

Ce que j'ai appris:








A tout mes amis et a tout mes bien aime(e)s, je suis desole de vous avoir froisse si c'est le cas.
Pardon de tout ce que j'ai pu faire et dire si c'est le cas. C'etait parce que je croyais etre dans le vrai.
Merci de m'accorder votre indulgence...
Je vous ai aime tous.


Octobre 2012



mercredi 29 août 2012

BIR BUYUK INSANIN ARDINDAN


Metin Kurt gitti;

Ne Turkiye'nin batiya acilan penceresi olan Galatasaray ne de Turkiye'nin geride kalan kismi O'nu anlamaktan acizdi. Bossman'dan cok once, turk futbolunun vefatindan sonra baslayip bitiremedigi devrimi de onunla birlikte topraga verildi. Zira bu ortamda onun cesaretini ve tutarliligini gosterebilecek bir baska "beyinli" futbolcu daha yetismeyecek gibi gozukuyor.

Gladyator isimli kitabinda ozelini anlattigi yasam kavgasi bizim generation'umuzun gozleri ve gonulleri onunden gecti gitti. Bir Che Guevara, bir Deniz Gezmis misali "guya" bati degerleri ile yogrulmus yuvasindan neredeyse kovularak, dislanarak neredyse linc edilerek bikmadan yilmadan kavgasini verdi. Bu bu ulkede artik alisalagelmis ve kaniksadigimiz bir durum.

Sevgili Metin; Yeteneklerini ve aklini yeterince degerlendirmekten aciz turk futbol "alem"ini (baska sozcuk bulamadim, sanirim bu yakisti, malum halimiz bir alem)! affetmeni diliyor, topragin bol olsun diyorum. Ulu Tanri sevdiklerini yanina erken alir ama biz de seni sevdik ve gitmene yine de cok ama cok uzulduk.

Metin Kurt'u tanimak firsatini bulamamis nesillere biraz olsun onun nasil bir insan oldugunu vurgulamak amaciyla asagidaki "anektodlar" sanirim yararli olacaktir:

 "ASY nin bakımda olduğu yıllar..
Genç takım kalecisi olan arkadaşım
(-ki o takımdan başta Cüneyt olmak üzere pekçokaltyapı katkısı sağlamıştık)
Naci hoca ile çalışmak üzere stada gelirken benide yanına almıştı..
Genç tk.dan  hemen sonra ,kale arkası ve yarım sahada A takım antreman yapacaktı..
Birch, her zaman ki gibi Genç Tk. çalışmasını saha kenarından takip ediyordu..
Topçular 2 şer 3 er tribüne gelip, çantalarını bırakıp geyik yapıyorlardı..
İçlerinden biri, kırmızı adidas çantası ile geldi..üst katlarda ki sıralara doğru yöneldi
çantasını açıp , kalın ve "kaplı" bir kitap çıkarıp sakince oturup okumaya başladı..
Takım topçuları ise 8-9 sıra aşağıda , topluca "geyik" yapmaya devam ediyordu..
El şakaları gırla..sonra aşağıdan seslenildi "hadi herkes masaja"...
Topçular birer-ikişer sıralardan atlayarak aşağıya yönelirken, Gökmen arkaya döndü ve
-Profesör hadi aşağıya..!!
Metin başını kaldırdı ve özenle kitabını çantasına yerleştirip,aşağıya doğru yürüdü..
Bu anı "bir siyah/beyaz" fotograf gibi hep yürğimde taşıdım:
"profesör hadi...."

Hatırladığım kadarı ile bir Çarşamba günü..o hafta sonu özel milli maç için takım 
yeniköy carlton da kampta olduğu dönem.. 
Akdeniz oyunlarında da o gün futbolda final ya da 3. lük maçı..
Fransa -Cezayir oynuyor..Lobide , Milli takım oyuncuları topluca TV den maçı izliyorlar..
Gökmen , Lütfü (bejeke li idi galiba) birkaç oyuncu daha herzaman ki gibi geyikteler..
Gökmen "Bahis" açıyor..
Fransa galibiyetine bahis topluyor..gülüşmeler..
Üç atar , beş atar lafları ortalıkta..uzak bir köşede koltukta kitabını okuyor "Profesör"..
Gökmen hemen sataşıyor gülerek..
-Prof. ne olur maç ?? fransa kaç çeker araplara..??
-Cezayir kazanır..!!
Başta Gökmen herkes şaşkın..!!
-anlamadım ?? diyor..hocam ne diyorsun sen??
Yanıt ayni tonda:
- Cezayir kazanır...
Hemen herkes gülüşerek Metin e laf atıyor..
O sakince kitabını okuyor..
Maç başlıyor, hatırladığım kadarı ilk yarıyı fransa 2 -0 önde bitiriyor..
Nerede ise tüm milli topçular sürekli "laf atarak" Metin le gırgır geçiyorlar..
İkinci yarı 2-2 oluyor..sanırım uzatmalarda 3-2 cezayir kazanıyor..
Lobide çıt çıkmıyor..herkes şaşkın..Gökmen dayanamıyor laf atıyor "Profesör"e..
-Nerden bildin Prof.??
Yanıt sakince geliyor Metin Kurt tan :
-Ezilenler herzaman Ezenleri yener...!!!

Güle güle "Sol Açık"..
Sen çizgide sabırla bekledikçe (bomboş) ,sana top atmayıp 
yönünü aksi tarafa dönen "ördek"Mehmet leri bize
çok iyi anlatmıştın..sağolasın"..




Tunc Uner
Aout 2012

dimanche 26 août 2012

DURMAK YOK YOLA DEVAM

 Gunlerdir ulkenin dogusundan sehit haberleri gelmekte. Insanin icinden ne yazi yazmak ne de herhangi bir seye odaklanmak gelmiyor. Ne yazikki ulkenin ileri gelenleri hep ayni teraneyi tekrarlamaktan baska bir sey yapmamakta, yapamamakta.

Bu arada futbolumuz kendi yagiyla kavrulup (!) gitmekte. Bu arada kavrulan kuluplerden biraz da yanik kokulari gelmekte ama olsun... O kadar kusur kadi kizinda da bulunur futbolumuz ise yaramayan ama FIFA yoluyla kulupleri yolan yabancilarla dolar. Kuluplerimiz de buna canak tutar. Malum her isimiz "oriyantal".

Her futbol sezonu oncesi ve sonrasinda yapilan abuk transferleri listelemekten biktigim icin (artik kamuoyunca da bu duruma alisildi zaten)  bu sefer genel anlamda Turk Sporuna bir goz atmak istiyorum.

181 sporcu ile katildigimiz Londra Olimpiyatlarina bir bakalim isterseniz:
1 adet Basketbol
1 adet Boks
2adet Ping-pong
2 adet Gures
5 adet Atletizm .......

olmak uzere toplam 11 yabanci sporcu ithal etmis, spor bakani ve basbakanin iftar yemekleri, baklava ve borekleri, ayrica (en onemlisi) hayir dualari ile madalya avciligina soyunmustuk.
Sonucta madalya yerine nasihat alip kos kos eve donduk. Dagitilan kese kese altinlar, sporcu ithalatina harcanan milyonlarca dolarlar acaba el seyiyle gerdege girilmeyecegini bize ogrettimi???

Iste bir yorum:


"OLİMPİYATLARDA İTHAL TÜRK SPORCULAR NAL TOPLADI.
TÜRKİYE’NİN YÜZÜNÜ, TÜRBANA SOKAMADIKLARI NUR (VANLI), ASLI (ANTALYALI), GAMZE (ESKİŞEHİRLİ) GÜLDÜRDÜ.
İTHAL “MİLLİ” SPORCULARIMIZ; 
Aslında adı Paul, “Polat” yaptılar, 10.000 de koştu.kenyalı, 
İlhan Tanui Özbilen, Asıl adı; William, 
Tarık. Yani “Langat” aslı, Kenyalı.
Masa tenisinde, “Adı Melek, Aslında Hau Mei Ling., 
Wang ise “Küçük Bora” oldu.
Atıcılık Federasyonu Başkanı silah sanayicisi. Olimpiyatların baş yönetmeni Gençlik ve Spor Genel Müdürü Konya’da kuruyemişçi. Baktılar ki hiç devlet hizmeti yok, atandı ama atanamıyor, Eskisi yerinde kaldı. Yani atletler ithal, ama yerli genel müdür iki tane...
Olimpiyatlarda “geri, geri koşma” dalı niye yok peki?.. Toplardik altunlari"........





Bir seyler ogrendigimizi veya bir seylerden ders cikarttigimizi hic sanmiyorum. Yine ilk firsatta bas bas bagiran TRT spikerleri (Umit Aktan kardesimin kulaklari cinlasin Turk Spor litterature'une "spikeriz" deyimini sokmustu) yine Ankara'da duzenlenen sacma sapan torenler ve yine milletin gozunu boyama calismalari.

Londra Olimpiyat oyunlarinin ulkemize maliyetinin ne oldugunu asagi yukari kestirebiliyorum ve dusunmeden edemiyorum...

181 kisilik kafilenin yolculugu, dagitilan altinlar, ithal edilen sporculara odenen milyon dolarlar...Hepsini alt alta koyup topladigimizda kac semt stadi, kac kapali spor salonu, kac atletizm pisti yapilir ve cesitli spor dallarinda kac sporcu kucuk yaslarda cagdas yontemlerle, egitilerek spor yapmak olasiligina kavusurdu acaba? Hesabi kuvvetli olanlar cevabi versin...

Bu mantik ile yola ciktiginizda zaten Turkiye'de neden spor yapilamadigi dolayisiyla da neden sporcu yetismedigi kendiliginden ortaya cikiyor.  Ulkenin sporundan sorumlu "muteahhit spor bakani" acaba gunde veya haftada ya da ayda kac saat, kac dakika spor yapiyor??? Dogrusu cok merak ettigim konulardan biri de bu. Kendisi Ankara'da eski eser evleri devlete restore ettirip ucuza mal etmekte usta ama Turk Sporuna katkisi felaket, ma demec verirken de basarili dogrusu:


"Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Hürriyet'e verdiği demeçte, "Katılımda tarihimizin en üst seviyesine ulaştığımız gibi, Londra’da mücadele edecek sporcularımız mutlaka madalya sayısında da rekorla dönecektir" demişti de kendileri...

Yersen!



Gecenlerde milli egitim bakaninin demeci zaten basli basina bir komedi. Okullarimizda en cok acik olan branslardan birisi beden egitimiymis!.

Buyrun bir kac gorus:


'Okullarda spor ortamı bilinçsizce yok ediliyor'
İstanbul eski MEM ve eski Milli Futbolcu Ata ÖZER:
Başbakanımız, 'Atina Olimpiyatları'na giderken, '75 milyonluk Türkiye'nin 65 kişiyle temsil edilmesi beni yürekten yaralıyor' demişti. Doğruydu. Eğitimci olarak da spor, mutlaka eğitimle birleşmeli diyorum. Salonu olmayan okuldan Türkiye birincilikleri, dünya şampiyonlukları aldık. İstanbul İl MEM görevinde İstanbul'daki bütün okullara spor kulüpleri kurulması için çalıştık. Türkiye'de 500 civarında spor kulübü varken, İstanbul'da sayıyı 786'ya çıkardık. İstanbul'daki okullarda spor kulüpleri biz ayrılınca tek tek kapatıldı. Kimseyi suçlamıyorum. Ama bu ulusal bir sorun. Okulla spor birleşmeden olimpiyatlardan hangi başarıyı bekleyebiliriz? Malesef bizde okulda spor ortamı bilinçsizce yok ediliyor. Çinli sporcuların başarısına herkes gıpta ediyor. Olimpiyat başarısı için 'Aile, okul, genç" üçgeni hızla kurulmalı.

'Sistem sporcu çocuklara havlu attırıyor'
Türk Eğitim Sen ve Kamu Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK:
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede bir yüzücü dahi çıkaramamış olmamız son derece ilginç. Eğitim sistemimizi bu yönüyle masaya yatırmalıyız. Başarısızlığı, eğitim sisteminden bağımsız düşünemeyiz. Okullarda, çocukların kabiliyetli olduğu sporu yapabileceği fiziki mekanlar yok. Türkiye'de kaç okulda olimpik yüzme havuzu, kaçında kapalı spor salonu var? Milli Eğitim, yüzmede, güreşte diğer ihtisas alanlarında kabiliyeti olan çocukları ortaya çıkarmak ne yapmış? Çinlilerin, çocukluktan yakaladığı olimpiyat sporcusu olma şansını, biz çocuk o çağlardayken kaçırıyoruz. Problemin ana sebebi başarılı çocukların küçük yaşlarda tespit edilmemesidir. Sporcu olmak isteyen çocuklarımızda zaten bir süre sonra önlerine konulan bürokratik engeller sebebiyle havlu atıyor.

'Okulların yüzde 93'ünde spor salonu yok'
Türkiye Okul Sporları Federasyonu Başkanı Ayhan PALA:
Sporda kalkınma ve madalya isteniyorsa ilkokul ve ortaokuldaki 14 milyon çocuğu sporun içerisine çekmeliyiz. Tabandan bir hareket başlamadıkça üst düzeyde başarılı sporculara ulaşmak çok zor. Eğitimi, sporun önünde engel olmaktan kurtarmalıyız. Küçük yaştaki yetenekli çocukları seçebilecek sistemli, profesyonel bir altyapı da yok. Sporcu seçimleri de dünya standartlarına uygun yapılmıyor. Türkiye'deki 60 bine okulun sadece yüzde 7'sinde spor salonu var. Sporcu yetiştirmek için devlet bir politika belirlemeli ve birlikte hareket edilmelidir. Çocuklar, günde 12 saatini bilgisayar başında geçiren teknoloji bağımlıları oldu. Koşup, oynaması gereken çocuk artık oturan adam haline geldi.


Soyle herkes kendini bir sorgulasin, dusunsun...Ilk okulda, orta okulda ve lisede bu derslerde ne yapardiniz?
Ben sahsen ilkokulda uyduruk bir kac hareketten sonra ya yakar top oynardim ya da ebecilik. Daha sonra girme sansini buldugum Galatasaray Lisesi ise, ulkenin spor konusunda ileri gelen okullarindan olmasina ragmen arkadaslarimizidan cogu o dersi asar ve kendilerine baska ugrasilar bulurlardi. Biz ise kendi istegimizle futbol oynar, bir kac arkadasimiz da hasbel kader 30'a 20m olan arka bahcede "atletizm" calismalari yaparlardi. Ben o zamanlar futbol oynamaya calistigimiz "grand-cour" u dusundukce gulmekten kendimi alamiyorum. Bir tarafi 30m genislikte obur tarafi ise 20m ya var ya yok, uzunlugu ise belki 50m. Zemin ise tas gibi sert toprak ve yamuk yumuk. Iste o felaket alan icinde duse kalka Turk futboluna ne cevherler yetisti.

Ha! bu arada devlet ne yapiyordu? Buyuksehir Belediyeleri eliyle yabanci futbolara milyon dolarlar akitilarak, hangi mantigin urunu oldugunu cozemedigim bir "populist politika" sonucunda milletin cebinden cikan paralari, idareci-antrenor-futbolcu-simsarlar isimli profesyonellere dagitiyordu. Bu arada semtlerde spor alani yok, okullarda spor salonu spor tesisi yok, yok, yok...Olsun, ithal ederiz olur biter:

Iste Ersun Yanal'in konu hakkinda dusundukleri:


Türkiye spor yapmıyor. Spor yapmadığı için de, spor yapanları ithal ederek madalya açığını kapatmaya çalışıyor. Aslında Türkiye futbolunda yabancı oyuncuların varlığının yanı sıra yerli statüsündeki yabancılarımızın da oranı artıyor. Yurt dışından ithal sporcular arasına onları da koymak gerekiyor.  Sporumuzun her alanına yetiştiricilik sorunu göze çarpıyor. Ama bunun yolu spor eğitimini, eğitimde sporu bir kültür içinde çok daha geniş bir zeminde ele almadığımızdan oluyor.
Türkiye’nin madalyadan önce sporcuya, spor yapan insana ihtiyacı var. Spor yaparak kişiliğini geliştirmiş insana. Spor madalya için yapılmaz, kendini geliştirebilmek için yapılır.


Hal boyle olunca 1936 dan bu yana turk sporcularin karnesi de gitgide kotulesmekte:



Iste Cin'den, Tayvan'dan, Kenya'dan ithal edilen diger sporcularin mantigi da aynen budur. Bu durumda Turkiye ne sporcu yetistirir, ne madalya alabilir. Kendilerini akilli milleti aptal sanan yoneticiler de populist "show" larla goz boyarlar o kadar.

Sporu "idare eden" yonetemeyen yonetilermi dediniz? Bakin onlar neler diyor:


3 bakan, 3 görüş
Yıl 1999: Spor Bakanı Fikret Ünlü: Çökmeye yüz tutmuş, verimsizlik ve çözümsüzlük barındıran bu yapıyı değiştirmeliyiz. Teşkilatı daha çağdaş bir yapıya kavuşturmak zorundayız.
Yıl 2004: Spor Bakanı M.Ali Şahin: Türkiye olarak Atina’da başarılı olamadık. Eksiklerimizi de net bir şekilde gördük. “Dünyada sporda neredeyiz?” sorusunun cevabını aldığımızı düşünüyorum. Kazandığımız 10 madalya bir başarıdır; ama milletimizin beklentisi bu değildir. Bu sonucu iyi değerlendirmek ve yeniden bir yapılanma içine girmek zorundayız. Her şeyde olduğu gibi sporda da gerçekçi olmak gerekir. Oyunlardaki madalya tablosu, ülkelerin gelişmişlik düzeyini de sergiliyor. Biz atletizmde tek madalya kazandık. Öncelikle ülkemizde atletizmi geliştirmeli, her dalda ve her branşta başarılı atletler yetiştirmeliyiz. Atletizmde başarılı olamayan ülkeler, olimpiyatta da başarılı olmuş sayılmaz. Güreşte altın madalyasız dönüyoruz. Güreşi yeniden ele almamız gerekiyor. Masa başında olmak başka, işin içinde olmak başka. Atina’ya gitmem iyi oldu. Oyunlarla ilgili birçok şeyi yerinde gördüm.
Yıl 2012 Spor Bakanı Suat Kılıç: 2020’de madalyaları toplayan ülke olmayı arzuluyoruz. Her branşta çalışmalar buna göre dizayn edilmeli. 2020’nin İstanbul’da olacağına inanıyorum. O gün bakan kim olur, o heyecanı kim yaşar bilemiyorum ama adaylığın temellerini sağlam attık. 2020’de inşallah sporu tabana yayan, sporla iç içe yaşayan ve büyük kafilelerle madalyaları da toplayan bir Türkiye hayalimiz var. İstanbul 2020 için iyi hazırlıklar yaptık, daha geride yapılacak işler de var. Sayın Başbakan’ın tam ve güçlü bir desteği var. Hükümet olarak bu yolda netice almak için kararlıyız.

Palavradan kim olmus?

Hincal Uluc'un dedigi gibi: bakanlar gelir-gider, bu is te boyle surer gider...


Kisacasi bu ulkede artik neyi tutsaniz elinizde kaliyor. Bence siz gidip denize girin serinler, butun bunlar icin kafanizi yormazsiniz. Bosuna basiniz agrimasin.
Baksaniza Acun yine milyonlarca euro verip kendine yeni bir surat motoru almis. Hulya Avsar ise photoshop'suz yakalaninca selulitleri ortaya cikmis ayol. Olacak sey degil.
Renkli gazeteler de resim de bol.
Yatin gunese keyfinize bakin.

Tunc Uner

Aout 2012

samedi 9 juin 2012

GUNEY AFRIKA VUVUZELA EURO 2012 VE TRT NIN URUNDUL' U

Bugun de herkesin dert yandigi ama kimsenin konusmadigi bir konuya deginelim:

Milletin parasi ile vur patlasin cal oynasin TRT, bize su Omer Urundul felaketini reva gormekten ne zaman vazgececek???
Allah rizasi icin bu adami yasaklayiniz...

Rusya - Cek Cumhuriyeti macina baslarken Cekleri favori gosterip arkadan Rusya golleri siralayinca: toplama takim kulbu takarak, bir arada (!) cok oynamadiklari icin kaybettiler demesi bir abukluk saheseri idi. Birileri bana milli takimlarin kulup takimlarindan farkini anlatirsa sevinecegim zira Omercigi anlamaya ugrasmaktan yoruldum...
Milli takimlar "par definition" toplama takimlardir zaten. Turnuvadan turnuvaya toplanir, maclarini oynar giderler.
Cek milli takimi da Euro 2012 icin bir araya geldi ve maclarini oynayacak. Yoksa Omercigin bildigi ve birbirinden hic ayrilmayan futbolculari olan baska milli takimlarmi var???

TRT deki Urundul cilesi 2000 yilinda baslamis, Hincal Uluc TRTnin teklifini reddedince milletin basina dert olmustu. Mizah yok, dikkat cekicilik yok, izleyiciyi dusundurecek farkli bir yorum hic yok, onlara bir seyler ogretecek teknik veya taktik analiz babinda hic bir sey yok, dunyanin en tekduze kliseci sahsiyeti, yillardir bu azabi TRT izleyicisine cektirmekte. Daha 4 pas bile yapamadi, ileri oyuncular pres yapamiyor, gunumuz futbolunda hucum kadar savunma da onemli, sagli sollu bindirme yapmak lazim, cok eneteresan diymi, ne mac oluyo be gibi kliselesmis ve sokak aralarinda "top" oynayan ilk-okul ogrencilerinin bile bildigi seyleri TRT izleyenlerine "yedirmeye" calisan bu bey simdiye kadar bir kez olsun futbolcu isimlerini dogru soyleyememis, kim olduklarini bilememis, bir macin sonucunu tahmin edememis, onceden ongordugu hic bir sey gerceklesmemis iken israrla devlet televizyonu tarafindan bizlere dayatilmakta.


Buyrun  Allah ne verdiyse yorum yapan bu zatin sacmaliklarindan bazi secmeler:

- Meksika golu bulamazsa maci kaybedebilir (G.Afrika 1-0 ondeyken son dunya kupasi)

- Bu takim x ekolunden gelme (Ben anlamadim siz anladiysaniz benide aydinlatin lutfen)

- Mobilize kanat kurgusu (Muhtesem bir soz altindan bakiyorum ustunden okuyorum hala anlamadim)

- Bazi TRT izleyicilerinin mesajlarinda (vuvuzela iyiki varsin dedirtir) lafi ve  Guney Afrika'da bir sondaj sonucunda izleyicinin kafa utulemede 2 ayri oge olarak Vuvuzela ve Omer Urundul'u secmesi de TRT nin bu zati her turnuada kullanmasinin ne tur bir zeka urunu oldugu hakkinda bir fikir verir sanirim.

- Bloklar arasi mesafe (Bkz. alan daraltma,cizgi defans, nokta santrfor, son vurus yetenegi kisitli forvet: Icimi daraltan baska Urundul urunleri)

- 20 ocak 2007 Liverpool/Chelsea maci:
J.Arne Riise 40 metreden topu ust direge nisanlar Omercigin tepkisi: ooooouuuuuuvvvv, oooouuuuvvvvvvv suta bakarmisin direkler sallandi resmen!!!!
5 dakika sonra: hala gostermediler sutun tekrarini
Mactan koptu sutta kaldi ve tekrari bekliyor bu arada macta neler oluyor neler:-)

- Yine Liverpool/Chelsea maci Omercik incilerine devam: Manchester son on dakkada (dakika degil dakka) oyuna agirligini koydu!!!!  yeme de yaninda yat:-) Liverpool/Chelsea macina bir anda Manchester "mudahil" oluverdi:-)

- 2002 dunya kupasindaki (Kore/Japonya) gruplardan biri icin: "bu cok bilinmeyenli bir denklem gibi, nolucak bilemiyoruz" Birde bir seyi bilsen ne olur!!!

- Omer Urundul: Vay, vay, vay, vay vay.....spiker Yalcin Cetin: hemde ne vay (BJK-Genclerbirligi)


- 2004 Avrupa sampiyonasinda her zamanki laflari: kollektif oynamak, kollektif butunluk vs gibi her koy kahvesinde kullanilan abukluklari 5 dakikada bir bizlere satmisti yine, yeniden, bol bol...

- Aguero adli futbolcuya (daha bir cok ornegide var ama bu en komiklerinden) dili donmedigi icin her seferinde: bir Ageura girebilir mesela oyuna yorumu harikaydi yine...
Bu ayarda aslinda hic varolmamis bir cok futbolcu ismi saymistir kendileri:
Cardoza, de Rosso, Agurea, Montolino, di Mario gibi... Cocukken birbirimizi "dilini essek arilari soksun derdik bu gibi durumlarda:-) Gutierrez adli futbolcu icin "simdi, pek tanimiyorum ama fizigi guzel" "Messi'yi izlemek buyuk keyif" diyebilen birinden bahsediyoruz. Haydi TRT bir hata yapmis onu oraya goturmus, bari izleyiciye biraz saygi gosterip yaninda bir laptop goturse de arada bir internet uzerinden bilmediklerinin dogrusunu ogrense...Sanirim Gronkjaer oyuna giriyor, baskasi da olabilir mevzu bu degil demese. Falanca oyuncu oyuna girerken spiker bos bulunup "Ne dersin Omer abi oyuna hareketlilik getirirmi" diye sorunca "valla son form durumunu bilmiyorum ama eskiden iyiydi" demese...

- Bir mac oncesi dunya futbol tarihine gececek yorumu olagan ustuydu ve futbol literaturunde yeni bir cigir acmisti: kazanirsa iki takimdan biri kazanir olmadi berabere biter bu mac!!!!

- 2008 yilinda olimpiyat oyunlarinda Turkiye'de her sporda "tek" yetkili kendisini gordugu icin bir de ustune ustluk Basketbol maci yorumlamis, dunya sampiyonasinda bir cok kez final oynamis Arjantin icin: bu takimda hic fena degilmis!!! demisti.

- Championship manager oynarken bile bir boka yaramayan bir taktik, cok basit olmakla beraber hic kimsenin ilgisini cekmezken Omercige gore en etkili taktiktir kalecinin onune koyulan 10 oyuncu!! Kendisi Chelsea'yi dunyanin en iyi takimi. Terry'yi  dunyanin en iyi futbolcusu ilan etmis ve 7 milyar insana zevksiz gelen bu taktigi gunumuz futbol anlayisin kapsaminda seyir zevkini en ust seviyeye tasiyan taktik olarak lanse etmistir.

- Omer Urundul'e gore Ronaldinho'daki teknik aslinda tum futbolcularda varmis fakat Ronaldinho cok guclu oldugu icin farkliymis:-)

- Ayrica yaptigi (yada yapmaya calistigi) yorumlari (!) yanindaki spiker bile sallamadigi icin bikmadan usanmadan "diymi" diyerek onaylatmaya calismasi da ayri bir guzelliktir. Kollektif futbol, gomulu alan savunmasi, bloklar arasi bilmem ne, varyasyon olmazsa olmazidir Omercigin.
Bazen de ince ince zevk aldigi maclarda :nassi, guzel mac oluyo diymi? seklinde degerlendirmeside ayri bir guzellik katar yorumlarina...

- Yine bir dunya kupasinda Arjantin/Nijerya macini "yorumlarken" once Arjantin gol atacak bunu hissediyorum demis sonra gol mol olmayinca kendi kendini asarak, Arjantin bu futbolla zor maclarda zorlanir, Messi neredeyse sahada yok, Samuel cok kaliteli ama sey oldugunda sey yapamiyor???, golde sanki faul var gibi bence, ben demistim bak defans sey yapiyor, kollektif futbolun kotrollu yapisini sahaya yansitamiyorlar, Aguera gibi cok kaliteli bir oyuncu kenarda bekliyor, Cambiassa'nin da dunya kupasina alinmamasi buyuk handikap, seyi de sey etti, ayaga pas yapmak vs gibi turkce harikalari yaratmis ve herkesi yine hayran birakmisti kendisine...

- Yine ayni turnuada G.Afrika 1-0 ondeyken: "inanilir gibi degil, top kaleyi gecse gol olacakti yorumu ile gonullerde taht kurmustu.

- Bir Sirbistan-Gana macinda Afrikalilari "bunlarin akli oraya pas vermeye yetmiyor" diyerek hor gormus (irkcilik yapmis demek istemedim) ama yine ayni Gana Sirbistan'i eze eze yenince dut yemis bulbule donmustu.

- Bir mac sonrasi Marcello Lippi karsilasmada takiminin performansini hayal kirikligi olarak yorumlarken, Omercik yine inanilmaz bilgisini gostermis ve simdiye kadar seyrettigimiz en iyi mucadele demisti. Lippi gosterdigimiz performans icin: uzgunum, rakibi tehdit edecek ataklar yapmaliydik, bunu basaramadik, Dunya Kupasina kotu bir giris yaptik derken, bizimki maci harikulade olarak yorumluyordu. Bir tarafta takimini elestiren bir teknik adam ote yanda bambaska sonuclara ulasan bir Omer Urundul....
Ulu Tanri hepimizi yamuk bakisli "yorumculardan" korusun diyecegim ama bunun Tanri ile bir ilgisi yok. Basimiza bu derdi saran bizim verdigimiz paralarla isleyen TRT...

- Unutulmaz Urundul urunlerinden biride, bir macta pozisyon icabi "kesin sari kartlik" yorumu yaptiktan sonra hakem orali olmayinca "ama sari kart vermese de olabilirdi"diyerek hepimizi mest etmesiydi.

- Benim sahsen hayranlikla izledigim bir baska Urundul urunu de gectigimiz yillarda oynanan bir fener-trabzon macindaydi. Macin ilk 10 dakikasi dolmadan "Umut biraz cok fazla gol kaciriyor" diyerek Turkceyi yine katletmis ilk yari sonuna dogru "su anda baktiginiz zaman hucumu daha fazla kullanan taraf Trabzon" diyerek o essiz Turkce bilgisini percinlemis ve "hakem kararini bizlere anlatirken " zaten seyini verdi" diyerek hepimiz merak icinde birakmisti. Hakem neyini vermisti hala ogrenemedik..
Macin 75nci dakikasinda durum 1-1 iken ve Trabzon hucum ustune hucum tazelerken ustad birdenbire "Trabzon"un artik geriye yaslanmasi lazim demis, macin 79ncu dakikasinda Trabzon 2.ci golunu atinca "anti-futbol" tavsiyesi tutmayan Omercigin nutku tutulmustu amma 93ncu dakikada Trabzon 3ncu golu de ativerince "Trabzon hakederek kazandi" demeyi bilmisti. Iyiki Trabzon seni dinleyip geriye cekilmemis diyecegim ama bu "engin bilgili futbol uzmanina" ayip etmek istemiyorum:-)

Tandem sisteminin kollektif futbola yararlarini anlatadur Urundul; boyle futbola boyle yorumcu iste. Malum Turk futbolu su siralarda bundan fazlasini hakketmiyor zaten. Par definition sen hak ettigin yerdesin.

Guney Afrika'dan beridir vuvuzela ile Urundul, aralarinda kurduklari bloklar arasi baglanti ile bu futbolu daha da cekilmez hale getirdi getirmesine de boyle spor medyasina boyle tras.

Yine de metin olacagiz; kendimizi birakmayacagiz ve futbola kusmemeye calisacagiz.




                                                                   






Tunc Uner

Euro 2012 Ukrayna



samedi 2 juin 2012

AGZI OLANIN KONUSTUGU ULKE

AGZI OLANIN KONUSTUGU ULKE



Bilgisi olmadan fikri olanlar ulkesi de diyebilirdim, ama ne varki herseyde oldugu gibi futbol konusunda da "populist" soylemler revacta. Ustelik ifade etmek istediginiz "seyi" (sey:bilgi):-) kisa ve oz cumlelerle vermeniz gerekiyormus. Evet aynen boyle ve bunu bana soyleyen Turkiye Spor Medyasindan bir gazeteci... Yani uzun lafin kisasi bizim milletimiz salaktir, uzun uzun yazarsan anlamaz demek oluyor herhalde. Bu tabiiki onun fikri, ben yine bildigimden sasmiyarak uzun uzun yazip uzun uzun aciklayacagimki yok artik o kadar da degil....olsun.



TFF Turkiye'de futbolu idare etmek ve ulkede futbolun gelismesini ileriye gitmesini saglamak uzere UEFA'ya bagli bir kurulustur. Simdi bana birisi 2012 Avrupa Uluslar kupasina kalamamis bu milli takimin Avrupa gezisinin amacini, harcanan milyonlarca eurolarin nedenini, ustelikte kupalardan yillarca ihrac edilmemiz soz konusu iken, birileri bana anlatsin. Zira ben bir turlu akil erdiremedim. 
Herhalde 2018 Dunya Kupasi veya 2020 avrupa Uluslar kupasina hazirlaniyorlar:-))))))) 
Gerci bu kafa ile herhangi bir kupaya katilmamiz pek soz konusu olmaz ama....

Haber:

"TFF yönetim kurulu'nun Antalya'da yaptığı toplantıda 16 kulübü birden PFDK'ya sevketmesiyle başlayan “Yıldırım Demirören'e karşı muhalefet harekatına” yeni bir adım daha eklendi.

TFF'nin bir günlük Portekiz seyahati davetine G.Saray, Bursa, Trabzon, Beşiktaş ve Kayserispor kulüpleri federasyona “Kulümüz adına bu seyehate katılım olmayacaktır” yazısı gönderdi. Demirören'e karşı muhalefet harekatının başını çeken bu kulüplerin katılmayacakları Portekiz seyehati için ayarlanan 193 kişilik kafilenin cumartesi günü saat 12.00'da İstanbul'dan hareket edeceği öğrenildi.

Kafilede TFF yönetim kurulunun yanı sıra federasyon bünyesindeki hemen hemen tüm kurullar yer alırken, Tahkim Kurulu'ndan hiçbir üyenin seyehate katılmayacak olması dikkat çekti. Kurul başkanı Engin Tuzcuoğlu'nun şike dosyasından dolayı böyle bir karar verdiği öğrenildi."

Buyrun birde buradan yakin TFF sular seller gibi para harcamakta, ne idugu belirsiz amacsiz bir mac icin duzinelerle insani Avrupa'da yedirip icirip agirlamakta ustune ustluk tum kurullarinda yer alan uyelerinide goturmekte ama bu arada yurdum futbolu yerlerde surunmekte...Ulu Tanrmdan sizlere akil fikir vermesini diliyorum. Haziran ayindaki kongrede Tanri'nin tokadi suratiniza iner insallah. Bu arada UEFA'nin tokadinin ne zaman inecegini de ayrica merak ediyorum..
Eger bu Avrupa seyahati rusvetini kulupler kabullenebiliyorsa ve bu federasyonun yaptiklarini onayliyorsa onlarada yuh olsun.

Buraya kadar okuduk hersey iyi.(daha dogrusu hersey karmasik).
 Buradan sonra is biraz karisacak zira, UEFA'nin ve FIFA'nin birer arastirmasini burada yayinlamak istiyorumki ulkede futboldan sorumlu kabul edilen sorumsuz kisiler biraz gozlerini acar belki. Neredeeeen nereye! 
Haluk Ulusoy zamaninda dunya 3. lugu ve simdi dunya 33. culugu. 
Evet yanlis okumuyorsunuz 3.cu iken 33.cu olmusuz. Bunu ben soylemiyorum FIFA soyluyor.

Classement mondial FIFA/Coca-Cola

Tous | CAF | CONCACAF | CONMEBOL | OFC | AFC | UEFA
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7
Dernière mise à jour 09 mai 2012
Prochaine publication 06 juin 2012
mai 2012
ClsstEquipePts+/- Pos
1 Espagne14420Stable
2 Allemagne13450Stable
3 Uruguay13090Stable
4 Pays-Bas12070Stable
5 Portugal11900Stable
6 Brésil11650Stable
7 Angleterre11320Stable
8 Croatie11140Stable
9 Argentine10761A la hausse
10 Danemark1069-1A la baisse
11 Russie10490Stable
12 Italie10410Stable
13 Chili9680Stable
14 Grèce9610Stable
15 Côte d'Ivoire9510Stable
16 France9380Stable
17 Suède9310Stable
18 République d’Irlande8910Stable
18 Suisse8910Stable
20 Mexique8670Stable
21 Australie8620Stable
22 Ghana8160Stable
23 Colombie8120Stable
24 Norvège8050Stable
25 Paraguay8010Stable
26 République tchèque7980Stable
27 Bosnie-Herzégovine7920Stable
28 Slovénie7810Stable
29 Etats-Unis d'Amérique7790Stable
30 Japon7530Stable


mai 2012

ClsstEquipePts+/- Pos
31 République de Corée7460Stable
32 Serbie7250Stable
33 Turquie7200Stable
34 Slovaquie7161A la hausse
35 Hongrie6921A la hausse
36 Pérou691-2A la baisse
37 Equateur6790Stable
38 Algérie6670Stable
39 Mali6560Stable
40 Zambie6400Stable
41 Pays de Galles6350Stable
42 Gabon6210Stable
43 Venezuela6130Stable
44 Belgique6040Stable
45 Roumanie6030Stable
46 Libye6020Stable
47 Arménie5980Stable
48 Ecosse5960Stable
49 Salvador5910Stable
50 Ukraine589-1A la baisse
51 Jamaïque5765A la hausse
52 Iran575-1A la baisse
52 Panama5750Stable
54 Estonie574-1A la baisse
55 Monténégro569-1A la baisse
56 Tunisie5631A la hausse
57 Egypte559-2A la baisse
58 Israël5580Stable
59 Costa Rica5490Stable
60 Maroc5482A la hausse
61 Sierra Leone5422A la hausse

Bilmem  nerede oldugumuzu bulabildinizmi?  
Hey gidi Haluk bey hey, herhalde hop oturup hop kalkiyorsunuzdur yerinizden. Allah sabir versin. Size de, bize de.

Bu tepetakla gidisin nedenleri simdi burada yazsam yine, haydi oradan agzi olan konusuyor der gecistirirler. 
Zira ulkede son moda, gerceklerden kacmanin en kolay yolu gundem degistirip hedef saptirmak, malumunuz.

O halde neymis efendim....UEFA'nin verilerine bakilirmis, ki yok daha neler diyemesin kimse..
Buyrun done'ler burada, bakin bakalim yuzmilyonlarca euro genere eden futbolumuzun havadan gelen paralari nasil havaya gitmis...
Nasil yuzlerce kisi, kongre oncesinde yemeye, icmeye federasyon kasasindan  Avrupa'ya gidermis....Bol yildizli otellerle bol yildizli restaurant'larda agirlanir sonra da bu hizmetler oy'a cevrilirmis.








Buyrun inceleyin:



Bu belgede de goreceginiz uzere Turkiye, elbetteki TFF nin kontrolsuzlugunden, sorumsuzca tutumundan ve aymazligindan dolayi futbol konusunda yerlerde surunmekte.

Sayin Haluk Ulusoy doneminde 3. olan Turkiye su anda 33. sirada.
Umarim Turkiye, Turc ve Caicos ile yer degistirmez zira gidis o gidis... Malumunuz bir kereyle bir sey olmaz prensibinde yola cikiyoruz ya....Avrupa'dan kulliyen ihrac edilirsek bu hicte uzak bir ihtimal degil...........gulmeyin, aglanacak durumdayiz dostlar.




Tunc Uner 


Haziran 2012