Fottbrazileiro

Fottbrazileiro
Tout le monde joue au football au Bresil

lundi 28 octobre 2013

ENTIA NON SUNT MULTIPLICANDA SINE NECESSITATE

OCCAM'IN USTURASI 1288-1348 yillarinda bir ingiliz fransiscan rahip'ten alinti bu baslik su anda Galatasaray Sk nde olan bitenin bir ozeti aslinda. Papa 22.John tarafindan afaroz edilmesi ise bana bir zamanlar kulubun yonetimiyle yasadiklarimi hatirlattigi icindirki bu alintiyi yaptim.
Zira Ockham'li William, kisaca ozetlersem "zorunlu olmadikca varliklari cogaltmamak gerekir" diyerek "Bir olgu su veya bu sekilde varsayimlara basvurmadan aciklanabiliyorsa hikayeye gerek yoktur" diyordu:-)
Bense o zamanlar kulubun transfer politikalarini ve kiyisindan kosesinden yapilan yanlislari, ayrica kulubun resmen soyulmakta oldugunu soyledigim icin aynen "afaroz" edilmistim.
Sonradan resmi yalanlamalari yalayip yutan onlar, Isvicre mahkemelerinde acilan davayi kazanan ben olmustum o baska.

Bize bu isler boyledir iste. Yonetimlere talip olanlar kulubu degil daha cok kendi cikarlarini gozettikllerinden (bir kac gercek Galatasaray asigini tenzih ederim) son on uc yilda kulubun mali durumu "dip" yapmis ve gostermelik sistem sayesinde canim kulup, borsa sirketlerine ragmen hicbir sorumluluk yuklenmeyen yonetici ve profesyonel calisanlarca soyup sogana cevrilmistir.
Bu soylediklerim agir olabilir fakat bunu sadece ben degil bu isi "bilimsel" yonleriyle incleyen uzman kisiler de soylemektedir.

Yazilan cizilen sadece kagit uzerinde kalmakta tam anlamiyla teknik birikim ve deneyimden yoksun diktator yoneticiler otoriter tavirlariyla bizim gibi "positif muhalifler"i tehditle korkutmaya calisarak gorunuste otoriter ama gercekte tutarsiz yonetim tarzlari benimsediler.

Oysa top cizgiyi artik ne sans ne de yetenekle degil, bir takim matematik veriler ve dogru yonetimler dogru kurumsallasmalar ve dogru kararlar ile geciyor.
Futbol ekonomisinin kendine ozgu dogrulari eger bu konuda gerekli bilgi ve deneyime sahip degilseniz sizi kisa zamanda "cezalandiriyor".
Ulkemizde bu ceza, asirlik kuluplerin populerligi sayesinde hukumet ve federasyonun ucube kararlari dogrultusunda geciktirilebildigi icindirki ne Turk Futbolu bir arti deger sagliyor ne de o anli sanli kuluplerimiz bir dunya markasi olabiliyor.
Yonetemeyen "idareci" zihniyeti de bol bol hikaye anlatip mish' gibi yaparak sanki dunya futbol piyasasina girmis, sanki destan yazmis gibilerden kendi islerini gayet guzel kotarmakta bu guzelim kuluplerin isim ve populerligini bir guzel kullaniyorlar.

Halbuki biraz disariya bakabilsek Manchester United, Real Madrid, Bayern Munich ve Barcelona bizlere ne yapilmasi ne yapilmamasi gerektigini acikca gosteriyor.

Gunumuzde futbol kulupleri lig fiksturu ile hisse senedi borsasi kotasyonu ortasinda konuslanmakta ve "otekileri" taklit etme otesinde bir sey yapmama becerisi uzerinden kazanc saglama pesindeler.

O taklit etmeye calistiklari kuresel kuluplerin yapabildiklerini, kendileri ulke sinirlari icinde sinirli kaldiklari icin asla beceremeyeceklerini dusunulmemekte yada dusunmek istememektedirler.

Galatasaray SK  asla bir Barcelona veya Manchester United olamayacak, zira yoneticilerin ve profesyonellerin belli bir politikalari olmadigindan ve mali durum da  dip yaptigi icin asla durumu duzeltemeyecekler, Andersen'den masallar politikalari da surup gidecek.
Kurumsallasma icin arkasinda cemaat ve Rus bankasi olan CEO'lara yuzbinlerce lira maas odemek, transferden baska bir sey dusunmeyen sportif koordinatore ustune ustluk bir de yuklu maas odemek asla kuresellesme amacli degildir. Olsa olsa benim kankam! iyidir prensibidir ve kulube zarardan baska bir sey saglamaz.
Yurt disi orneklerine bir bakabilirsek, kazananlarin, gelismelerin farkinda olan, yeni fikirler uretebilen ve bu fikirleri cesurca uygulayabilen ekipler olduklarini goruruz.
Arsenal'in yilda 5 milyon euro harcadigi alt yapi faaliyetlerinin bir benzerini tum detaylariyla hazirlayip 1,5 milyon euroluk butce ile onlerine koydugumuzda ise, bu projelere en once kulup yonetmenin "transfer yapmak" oldugunu sanan ya da oyle olmasi kisisel cikarlarina uyan zat-i muhteremlerce ne yapip ne edip ort bas edilmesi, sumen altina kaydirilmasi kacinilmaz olmaktadir.
Varsin kulup batsin. Transfer edilen "isimler" ne kadar pahali olursa o kadar iyidir ve zat-i muhteremler gittikce cebini doldurmaktadir.....

Oysa biraz kafasi calisan uzmanlara gore en pahali oyuncuyu almak otomatik olarak basariyi getirmiyor, basariyi getiren oncelikle iyi bir alt yapi, oradan yetisen genc yeteneklerin sportif ve mali getiri saglamasi ve daha sonra da o gencleri "encadre" edecek yildizlarin transfer edilerek hak ettikleri ucretleri odeyebilecek mali yapiya kavusmaktir.
Aklin yolu birdir ve gunumuz futbolunun gercegi budur.
Hal boyleyken ve CEO'lar ve danismanlar kulubu "yerken", bunlarin hamisi rolundeki  bas'lar kendi karizmalarinin pompalanmasindan, kulubun popularitesi ve taninirligini kendi "islerinin" krikosu olarak kullanilmasindan kisacasi medya maymunlugundan oldukca mutludurlar ve sistem geregi de bunun baska turlu olmasi mumkun degildir.

BU DURUM NASIL ONLENEBILIR?

Sorunun cevabi cok basit. Ispanya hukumeti buna radikal bir care buldu bile. Ispanya'da kuluplerin cogunlugu UEFA'nin finansal fair play kurali geregi yeniden yapilandilar ve gercek anlamda sirketlestiler, Buna mukabil Barcelona, Real Madrid, Osasuna vs gibi kulupler, dernekler kanununa gore yonetim tarzini tercih ettiklerini acikladilar. Hukumet ise buna karsilik olarak: Tamam, o halde yonetime talip olanlar kendi yonetim hatalarindan dogacak mali kulfeti, Turkiye'de oldugu gibi kuluplere yukleyip kacmasinlar diye kisisel sorumluluklarinin karsiligi olarak, yonetici basina 25 milyon euroluk bir teminat istedi.
Bugun itibariyla Ispanya'da hicbir yonetici sorumsuzca paralari kankalarina har vurup harman savurtamadiklari gibi, transfer politikalari ile kulup mali yonetimlerini finans kurallarinin bir adim otesine bile gecemeyecegi bir yonetim tarzina sadik kalmak zorundadirlar.

Ya da UEFA'nin finansal fair play kuralina tam manasi ile uyup, gercek sirketlesme ile borsa kurallarina harfiyen uyma durumu Manchester United ornegindeki gibi, ulke kanunlarina uyma zorunlulugunu goz ardi edemeyecek kararlarin, hukumetlerce denetim altina alinmasi sonucu saglikli yonetimlere kavusuldu.
Ingiltere Premier liginin futbolcu ve menecerlerce tercih sebebi, sadece kariyerlerinde onemli bir etap olarak degil, kuluplerin yukarida sozunun ettigimiz kanun ve kurallar geregi altindan kalkamayacaklari harcamalara girisme yetkilerinin olmamasi, dolayisiyla da herkesin hakedislerini alma garantisinin kuluplerden "teminat" olarak hukumet ve Federasyonca (FA) talep ediilmesidir.

Simdi bu satirlari okuyan dostlara soruyorum:

- Hukumetlerimizin Turk sporuna koklu bir reform yapabildigini dusunuyormusunuz? Yoksa son    Akdeniz oyunlarinda oldugu gibi ne pahasina olursa olsun  kazanalim ve bunu politik getirye cevirelim  dusuncesi, turk sporcularinin buyuk cogunlugunu "doping"e mi yonlendirdi?
- Turkiye Futbol Federasyonunun bu yonde bir calismasina sahit oldunuzmu?
- Turkiye Futbol Federasyonunun birakin bu ciddi calismalari, sike olaylarinda dahi "temiz ve saglikli      bir karar verebilecek" yapiya sahip olduguna inaniyormusunuz?
- Federasyon yapisi ve kulupler kanunu degismeden Turk Futbolunun icinde bulundugu           cikmazdan kurtulabilme sansi varmi?
- Kuluplerimizin bu gunku sartlarda saglikli yonetilebilmeleri mumkunmu?

Buyrun karar sizin.

1990-2010 DUNYA FUTBOL PIYASASI VE TURK FUTBOLU

Futbol ekonomisi ile biraz ilgilenenlerin kolayca gozlemleyebilecekleri gelismeler bu son 20 yil icinde oldu. Futbol, piyasasi UEFA nin Champions League ve FIFA nin World Cup organizasyonlari basta olmak uzere milyarlarca euro "genere" etmeye basladi. Futbolun efendileri (UEFA/FIFA) gelirlerini arttirmak ugrunda bir cok girisimlerde bulunurlarken kulupler de sirketlesme ve yeni duzenlemelerle bu piyasadan en buyuk payi alma yolunda ilerlediler ve kuresellesmeye basladilar. Barcelona 80 milyon euro dan 480 milyon euroya. Manchester United milyar dolarlara dogru tirmandilar.
Butun bunlar olurken biz birbirimizi yemekte, sike olaylarinin ustunu kedi pisligini orter gibi ortmeye calismakta, tribunlere oynamakta, ve futbolumuz marka degeri aslinda yerlerde surunurken, alinan birkac tesadufi basarinin kamuflajinda, biz artik dunya capindayiz yalanlari ile futbolseverler uyutulmaktaydi. Bunun orneklenmesi ise "dunya derbisi" dedigimiz Galatasaray-Fenerbahce maclarinin hangi ulkeye pazarlanabildigidir. Turkiye, belki Azerbeycan, bir kac dost Balkan ulkesinde sinirli sayida talip vardir ve asla bir dunya derbisi degildir bu karsilasmalar.
Dunya derbileri: Barca-Real; River Plate-Boca Juniors; PSG-OM; vs dir. O maclarin dunyada kac kisi tarafindan izlendigine bakmak ve bizimki ile karsilastirmak aslinda nerede oldugumuz hakkinda bizlere bir fikir verebilir.
Bu nedenlerle de yani eldeki malin marka degeri olmadigi icindirki futbulumuz batiktir.
Ornekmi:
Yeryuzunde hicbir kulup Galatasaray SK gibi kazandigi Avrupa kupasini bile paraya cevirememek beceriksizligini gosteremedi!
Turkiye'de Istanbul buyuklerinin!!! stadlari sehrin gobeginin de gobegindeyken Galatasaray SK elindeki muthis firsati degerlendiremedi. Ali Sami Yen, Mecidiyekoy gibi ulkenin belkide en degerli is merkezinden dag basindaki Seyrantepeye, Aslantepe mavali ile suruldu. Dunyanin her yerinde buyuk kulupler stadlarini sehir icinde ve gunun 24 saati, yilin 365 gunu para makinesi gibi isletirken Galatasaray SK yonetimlerinin beceriksizligi, uyelerinin ise aymazligi yuzunden elindeki altin firsati kacirdi. Bu tez konusu olabilecek bir konu iken bizim gibi dillendirenler hain ilan edilerek susturulmaya calisildi. Seyrantepe yada yalan adi ile Aslantepe di=unyanin en guzel stadi ilan edildi ve bunun bir basarli oldugu pompalandi.
Bizler de bir guzel yedik!!!
Simdi Mecidiyekoy'de yapilmakta olanlar biraz iz'an sahibi olanlara dillerini isirtacak duzeyde ve kulubun kacirdigi firsatin boyutlari konusunda bir fikir verebilecek nitelikte.

Uzun lafin kisasi, bu gidis iyi degil. Eninde sonunda balon patlayacak ve maalesef bizler elimiz bogrumuzde, mali kongrelerde kaldir elini indir elini ibra ettigimiz yonetimlerin cevalini cekecegiz.
Transfer krali danismanimiz, esi Rus Bankasinin basindaki CEO'muz, medya ozurlu baskanimiz ve salla basini kal yonetimde yoneticilerimiz ile......RUS OLIGARKIMIZ HAYIRLI OLSUN.

Ulu Tanri'dan hepimize sabirlar diliyorum.