Fottbrazileiro

Fottbrazileiro
Tout le monde joue au football au Bresil

vendredi 3 décembre 2010

Futbol Dunyamiz

FUTBOL BENIM HAYATIM

2002 yazi sonunda bir buyuk kulubumuzun talebi uzerine arastirma ve yatirim amaciyla gittigim Afrika’da ve yine ayni amacla 2003 ilkbaharinda gittigim Brezilya’da futbolun sadece bir oyun veya spor olmakla kalmayip basta Brezilya olmak uzere Senegal Mali Togo Fildisi Sahili Ghana ve Cameroun gibi ulkelerde bir yasam felsefesi oldugunu ve futbolla yatip futbolla kalkan insanlar icin bunun  bir felsefe olmakla da kalmayip yasamin buyuk bir bolumunu  hatta yasamin amacina donusmus bir oyun oldugunu kesfetmistim. Avrupa da bir endustri haline gelmis olan futbol ayni zamanda eski zamanlardan miras somurgeciliginin degisik bir sekilde sure gelen  izdusumu haline gelmis ve hatta Brezilya orneginde gorecegimiz uzere bir « devlet » politikasi olmustu. Insanlar alt yapi eksikligine ragmen bos arsalarda sokak aralarinda plajlarda ve hatta evlerin ic avlularinda top veya topa benzeyen birseylerin pesinde daha dogrusu uluslararasi futbol piyasalarinin beyinlerde olusturdugu bir hayalin pesinde kosusturup duruyorlardi. Gezdigim gordugum butun bu ulkelerde ekonomik ve sosyal durumu ne olursa olsun genclerin « kurtulus » caresi olarak gordukleri futbol tabiatiyla HERSEY olmus kurallari koyan ve hayati duzenleyen bir olgu haline gelmisti.
2002 Dunya kupasinda Turk milli takimina hicte uzulmeden  ( nede olsa gavur Fransa’yi elemis ve musluman bir ulke milli takimina elenmislerdi) kaybederek kupaya veda eden Senegal’de en ucra koylerde bile Ilhan Mansiz (ah o yokmu o) !!! Hasan Sas ve Hakan Suker (Hakan Sukur ve Davor Suker karisimindan olusturduklari kahraman) taninmaktaydi ve 2000 yilinda UEFA kupasini kazanmis Galatasaray’in ismini yalan yanlista olsa ogrenmislerdi. Beni goren coluk cocuk once cebimdeki uc bes frank CFA’yi (Eski Fransiz somurgelerinin guya bagimsizliklarini kazandiktan sonra Bati Afrika’da birleserek kurduklari musterek Merkez Bankalarinin yonlendirdigi ve Fransiz Frangina bagli para birimi) ne yapip edip alabilmek icin « toubab, toubab » (beyaz beyaz) bagirtilariyla kosarak geliyor daha sonra da turk ve futbolcu oldugumu ogrenince waoooww mon ami qu’est-ce que vous nous avez mis (vay arkadasim bizi ne biçim yendiniz ama anlaminda) diyerek sohbete basliyor aninda parayi pulu acligi sefaleti bir anda unutuveriyorlardi. Binlerce kilometre katettim yuzlerce insanla tanistim bakanlar, milli antrenorler ve kulup baskanlarini tanidim radyo ve televizyon programlarina ciktim ve suna inandimki Afrika’da da futbol herkes ama herkes icin bir kurtulus ve gecim kaynagi olarak kabul ediliyor ve butun gençler bir sekilde futbolcu olmaya calisiyordu. Tabiiki bunuda alt yapisiz ve turlu imkansizlik icinde yapmaya calisiyorlar vede 90%’i daha yari yolda ac ve acikta kalarak yikilip giden hayallerinin altinda kaliyor sonuçtada Turkiye’den getirilen bir suru ne ise yaradigi belirsiz plastik madde ve (Ulker) mamullerini sokaklarda satmaya calisarak hayatlarini kazanmaya çalisiyor, cogu zaman 10/15 kisiden olusan ailelerini de yasatma savasi veriyorlardi. Geriye kalan 10% un da 10% u avrupa hayallerini eger gercekten cok yetenekli ve azimli iseler ( ki Afrika’lilarin ezici bir cogunlugu dogumlarindan olumlerine dek sadece gunu kurtarmak hicbir sekilde yarini dusunmemek felsefesi ile yasadiklari icin basari orani oldukca dusuk) gerceklestiriyorlar ve Muhammed Adama Sarr orneginde oldugu gibi daha kendi ulkelerinde resmi bir ligde oynamadan Milan AC gibi kuluplerce aliniyor daha sonrada formanin prestijiyle bir iki transferden sonra tabir caizse koseyi donerek ulkelerine karun gibi zengin olarak( !) donuyorlar, geri kalan gunlerini de ya alkolik olarak (musluman ulkelerde bile) yada etrafa caka satarak geciriyorlardi. Butun bu ulkelerde ortalama maasin ayda 25/30.000 Frank CFA oldugunu hesaplarsak (40 euro civari) ve bununlada en az 10 nufusa baktiklarini dusunursek futboldan kazanilan yuzbinlerce euronun bu ulkelerde ne ifade edebilecegini kestirmek zor olmasa gerek..
Tabiatin bahsettigi bu buyuk yetenegin farkinda olan bir cok avrupa kulubunun de (MU, Arsenal, Ajax, PSV, Monaco, Auxerre, Lens, Villa Real,  vs) butun bu ulkelere bir takim yatirimlarda bulunarak bu islenmemis ham maddeyi sahiplenmeye ve transfer piyasalarindan pay kapmaya calismalarinin nedeni iste bu.
Brezilya’ya gelince burasi ayri bir fenomen. Futbol burada herseyde degil herseyin otesinde ve olmazsa olmaz bir olay. Ingilizlerin futbolu icad ettigini fakat onun Brezilya’lilarca oynandigini soylersek cokmu yanilmis oluruz acaba? Dunya Kupasi icad edildiginden beri en cok neden bu ulkeye gitmis ki?   Yani bir baska deyisle baskalari futbol oynamayimi bilmiyor yoksa Brezilya’lilar annelerinden futbolcumu doguyor? 
Rio de Janeiro’ya inipte Copacapana’ya ugramamak mumkunmu? Tabiiki degil. Bende oyle yaptim. Ilk isim bu mitik (efsanevi) plaja inip soyle bir bakinmak oldu ve gozlerime inanamadim Evet binlerce kisi, kizi, erkegi, yaslisi, genci, colugu, cocugu futbol oynuyordu. Butun bir gunumu resim (ve icimi) cekerek gecirmem cok dogaldi. Lutfen bu resimlere bakin ve benim gibi neden Brezilya’nin her dunya kupasina favori olarak basladigini neden bu kupayi icad edildiginden beri hic ara vermeden katilarak en cok kazanan ulke oldugunu anlayin... 
Daha sonra tanistigim bu ulkenin futbol otoritelerinden ogrendiklerim kendi arastirmalarim sonucu elde ettigim bilgilere katilinca da bu ulkeden futbolcu transfer etmenin bazi sartlarda neden imkansiz oldugunu da anladim. 
Birincisi futbol ve transfer bir devlet politikasi. Sadece Avrupa da 900 den fazla Brezilyalinin top kosturdugunu soylersem sasirmazsiniz degilmi? Hemde en onemli liglerde. Peki boyle buyuk bir pazarin (yuzmilyonlarca dolarlar) icine bizim herhangi bir kulubumuzun yetkilisi ben transfer yapmaya geldim dediginde sizce ne oluyor?  Oncelikle OOOO buyrun beyim diyerek size buyuk ilgi gosteriyorlar ve de gozlerinin ici parliyor. Cunku bu ulkeyi bilmiyorsaniz 3 veya dort buyuk sirketin elinde bulundurdugu boylesine onemli bir pazardan cok siki pazarliksiz (neresinden baslarsaniz baslayin kayiptasiniz) futbolcu alabileceginizi saniyorsaniz cok safsiniz demektir. Zira bir ulke dusununki bir futbolcuyu pazarlamak icin niteliklerine degil pazardan getirebilecegine bakarak milli takim kadrolarina secebiliyorlar ve bu futbolcuyu allayip pullayip ulkenin bir iki buyuk takimda da oynatabiliyorlar ustelikte sosyal acidan yabanci ulkelere en zor uyum saglayan bir ulkenin cocugu olarak ta bu futbolcudan on milyonlarca dolarda verseniz fayda saglayamayabiliyorsunuz. Oyleyse ne yapmak lazim? Iste bunu arastirip bulup onlerine koydugumuz kulup yoneticilerimiz Turkiye’nin o muzmin hastaligindan dolayi (yani uzun vadeli radikal cozumler yerine kisa vadeli populist cozumler ve herseyi ben bilirim hastaligi) ilgi gostermeyip yine milyonlarca dolari etrafa sacmaya devam etmekteler.
Halbuki Brezilya’da bir suru ciddi insan da var Bir cok eski unlu futbolcu artik ciddi calismalar sonucunda kurduklari futbol okullarindan cok yetenekli ve ust duzey futbolcular cikartmaktalar Iste bu tur iliskileriniz varsa ozelliklede iyi dostluklar kurabilmisseniz “ortak” bir beyin firtinasi yaratmak hicte zor olmuyor. Yeterki ben herseyi bilirim hicte kul yutmam iddiasinda bulunmayin..
Rio de Janeiro, Santos, Minas Gerais, Bahia, Sao Paolo ve daha bir cok bolgede bir suru yer gezerek gordugum bu. Tabii ki Afrika icin gecerli olan Brezilya icin haydi haydi gecerli: Inter Milan misali bir dizi avrupa kulubu bu ulkeye de yavas yavas girerek, yatirim yaparak hem transfer politikalarini daha akilci cozumlerle yurutuyor hemde piyasada bu “is”ten para kazanmanin yollarini ariyorlar. Baska kuluplerde ornegin Hollanda’li PSV Eindhoven gibi ulkedeki endustriyel faaliyetlerinin (Phillips) bir “annexe”i haline getirdikleri futbolu bir (hammadde) ihracat alani haline getiriyor ve bu yoldan iki yonlu karlilik sagliyorlar. Dun bugun ve yarin butun unlu Afrika ve Brezilya’li futbolcularin daha kariyerlerinin baslarinda Hollanda, Portekiz, Belcika ve Isvicre gibi avrupanin “kucuk” liglerinde “staj”dan gecerek patlama yapmalarinin nedenlerinin altinda iste bu gerçekler yatmakta. Evet futbol benim hayatim ama Afrika ve Brezilya’da gorduklerimden sonra futbol onlarin daha da cok hayati...
Tunç Uner
FIFA Player’s Agent
TFF Isviçre eski Temsilcisi

Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire