Fottbrazileiro

Fottbrazileiro
Tout le monde joue au football au Bresil

dimanche 20 mai 2012

ANAYASAYI BIR KERE DELMEKLE BIR SEY OLMAZ
AVRUPAYA BIR KAC YIL GITMEZSEK NE OLURKI???


Dilimizde tuy kalmadi anlatmaktan yine de kimseye dert anlatamadik. O halde son care isi bir de uzmanindan ogrenelim:


Avrupa’ya Gidememenin Futbolumuza Olası Etkileri

Avrupa’ya gidememenin Türk futboluna etkisi temel olarak iki noktada ortaya çıkacaktır. Bunlardan ilki:

1.Mali ve İktisadi Etkisi
Türk futbolu çok ciddi bir iktisadi ve mali darboğaza girecektir. İktisadi ve mali anlamda Avrupa futbolundan gerekli ve hak ettiği payı alamayan bir futbol ekonomisinin sürdürülebilir bir büyümeyi yakalayamaması, zaten sağlıksız bir mali yapı içinde olan kulüplerimizin iktisadi ve mali olarak daha kötü bir pozisyona sürüklenmelerine yol açacak ve bu süreç sonunda futbolumuz rekabetçi yapısını kaybedecektir. Bunun pratiğe yansıması ise, kulüplerimizin artan borç yükü ve yetersiz gelirleri nedeniyle kapanmaları ya da devlet yardımına ihtiyaç duyan bir futbol yapılanması olacaktır.

İktisadi ve Mali Fatura

Türk takımlarının Avrupa'ya 5 yıl gidememesi ekonomik kriz sürecini beraberinde getirebilir...

UEFA Şampiyonlar Ligi Avrupa ve Dünya futbolunun göz bebeği. Böylesi bir organizasyonda olmamak, daha baştan futbol vitrininden uzaklaşmak anlamına geliyor. Vizyonda olmamak, parasal felaketi ve çöküşü de beraberinde getirir. Çünkü, şampiyonlar Ligi bugün yıllık olarak yaklaşık 751 milyon Euro'yu bu organizasyonda gruplara kalan 32 takıma dağıtıyor.  Basit ortalama üzerinden kulüp başına düşen ortalama gelir yaklaşık 23.4 Milyon Euro'ya ulaşıyor.

Şampiyonlar Ligi'ne katılım payı olarak 3,9 milyon Euro ödeyen UEFA, UEFA Avrupa Ligi'ne katılımın bedeli olarak maç başına da 600 bin Euro olmak üzere takım başına 3.3 Milyon Euro'yu kasasından çıkartıyor.

UEFA, Şampiyonlar Ligi'nde her galibiyete 800 bin Euro ödül veren UEFA, her beraberliğe de 550 bin Euro ödüyor. Buna göre UEFA geçen sene sportif performans olarak kulüplere 76,8 milyon Euro dağıtmış.  Ayrıca kulüplerin havuz gelirlerinden ülkelerin katılım paylarına göre dağıtılan tutar ise 2,2 Milyon Euro'dan 25,8 milyon Euro'ya kadar değişiyor. Ki, bu şekilde geçen yıl havuzdan yayın geliri olarak dağıtılan tutar 341.1 Milyon Euro civarında. UEFA Avrupa Ligi'nde ise bu rakamlar biraz daha aşağı seviyede...gruptan çıkan takımlara ekstra 3'er milyon Euro dağıtan UEFA, çeyrek finali geçenlere 3,3 milyon, Yarı final oynayanlara 4,2 milyon Euro ,  şampiyona 9 Milyon Euro, finali kaybedene ise 5,6 milyon Euro veriyor. Buna göre sadece Şampiyonlar Ligi’nde 32 takıma dağıtılan tutar 754,1 milyon Euro düzeyinde...

 2010-11 sezonunda ülkemizi gruplarda temsil eden Bursaspor'un kasasına bu bağlamda giren para 20 milyon 48 bin Euro.

Gruplara kalan takımlar katılım bonusu olarak 640 bin Euro, maç başına bonus 360.000 Euro, galibiyete 120 bin Euro, beraberliğe ise 50 bin Euro veriyor.

Gruplardan çıkan 200.000 Euro, ilk 16'ya 300.000, çeyrek final 400.000, yarı final 700.000 Euro verdi. Finali kazanan 3 milyon , kaybeden ise 2 milyon Euro UEFA Avrupa Ligi'nde gruplara kalınması halinde medya payını da arttıran UEFA, Avrupa Ligi'nde mücadele eden 56 kulübe bu şekilde geçen sezon toplam 150.360.000 Euro dağıttı.

2010-11 sezonunda Avrupa Ligi'nden Beşiktaş 8,4 milyon Euro kazandı.

Görüldüğü üzere sadece şampiyonlar Ligi ve Europa Lig'den 2010-11 sezonunda iki kulübümüzün toplam kazancı yaklaşık 28,4 milyon Euro. Çok basit bir hesapla Türk takımlarının sadece bu iki organizasyona dahil olamamalarından dolayı yıllık kaybı minimum 28,4 milyon Euro  civarında. Beş yıl sadece katılım ve sportif performans olmayacağından kayıp 142 Milyon Euro'ya ulaşıyor.

Bunun yanı sıra, kulüplerin ekstra maç günü geliri olmayacağından buradan da kaybedilecek tutar yıllık yaklaşık 6 takım için ortalama 750'şer bin TL'den 487.500 TL olmak üzere 10 maçta 4.9 milyon TL ve buradan da minimum 5 milyon TL (yaklaşık 2 milyon Euro) yapar. 5 yıldan da buradan gelecek kayıp yaklaşık 10 milyon Euro'ya ulaşabilir.

Sadece kulüplerimizin yıllık maç günü kaybı en az 10 milyon Euro'ya ulaşır ki, bu tutar'ın yüzde elli daha fazla olma ihtimalini de göz ardı etmeyelim.

Bu tutarı da eklediğimizde sportif performans + maç günü gelir kaybı 5 yılda 192 Milyon ile 220 milyon Euro arasında olabilecektir.

Reklam gelirleri...

UEFA tarafından verilecek olan tutarların yanı sıra, Avrupa'da mücadele edeceği için kulüpler ile özel sponsorluk ya da reklam anlaşması yapan kurumlar da ‘5 yıl Avrupa'dan men' kararının ardından kulüplere olan para akışını da durduracaktır. Futbolun sponsorluk ve reklam gelirleri konusunda ciddi bir sekteye uğraması, muhtemel kulüplerin 5 yıl boyunca özel reklam anlaşmalardan yoksun kalmasına sebep olacaktır. Bunun mali bedeli  ise toplamda 50 milyon Euro’ya kadar yükselebilecektir.

Sponsorluk gelirleri,

Avrupa'da mücadele edemeyecek kulüplerimizin sponsorluk desteği bulması da zorlaşacaktır. Buradan da gelecek kayıp en az 30 milyon Euro civarında olabilecektir.

Zarar 250 Milyon Euro’ya Kadar Çıkabilir!

Sonuçta,  futbolun asıl gelirlerinin dışında başta turizm olmak üzere uydu, tv, decoder, diğer elektronik ekipman vb. olmak üzere 25-30 Milyon Euro civarında da diğer gelir kayıplarını da baz aldığımızda, bu tutar toplamda 250 Milyon Euro'ya kadar yükselebilecektir.
Toplam gelirlerimizin 525 milyon Euro civarında olduğunu dikkate aldığımızda, Türk futbolu böylesi bir kararda toplam gelirlerinin %47’sini kaybetmiş olacaktır. Kaldı ki, bunun etkisi sadece beş yıl ile sınırlı kalmayacaktır. Gelecek 6-7  ve hatta 10. Yıla kadar bu zararı hesapladığımızda, bu tutar yüzde elli daha katlanarak artabilecektir.

Türk futbol ekonomisinin giderek daralması, zararın daha fazla oluşmasına neden olabilecektir.

Avrupa’ya gidemeyen Türk futbolunun izlenilirliği de düşecektir.

Bu ise naklen yayın gelirlerimizin azalmasına neden olacaktır. İzleyen sayısının azalması, yayıncı kuruluşun yükümlülüklerini yerine getirmesini zorlaştırabilecektir. Bu durum yayıncı kuruluşun ve kulüplerimizin önemli finansal sıkıntılara girmesine yol açabilecektir. Yeterli abone ve izleyiciye ulaşamayan yayıncı kuruluşun gelirlerindeki olası azalış, futbola aktarılacak maddi fonların da azalması anlamına geliyor. Bugün naklen yayın gelirleri endüstriyel futbolun temel yakıtını oluşturuyor. Bu yakıttan yoksun bir ekonominin yol alması mümkün görünmüyor. Bu durum aynı zamanda çevresine de çok önemli dışsal etki sağlayan futbol ekonomisini ve onun katma değer yaratan paydaşları da ciddi etkileyecektir.  

2.Sportif Etkisi
Kulüplerimizin Avrupa futbolunun organizasyonlarına katılamaması, süreç içinde kulüplerimizin sportif rekabet gücünü olumsuz etkileyecektir. Avrupalı kulüplerle mücadele edememek, kulüplerimizin rekabetçi dengelerini, dengesiz rekabete dönüştürecektir. Tekrar rekabet gücünü kazanabilmek ise kulüplerimizin en az on yıl boyunca üstün performans sağlamalarına bağlı olacaktır. Kulüplerimizin beş yıllık süre içinde oyun dışında kalmaları, ülke katsayımızın düşmesine yol açacaktır. Takımlarımızın maç yapamıyor olmaları, takım katsayılarının beş yıl içinde sıfırlanması anlamına geliyor. Bu ise Avrupa’ya daha az kulüp göndermek ve Şampiyonumuzun ve kulüplerimizin daha fazla ön eleme oynaması ve çok güçlü rakiplerle eşleşmesi anlamına geliyor.  

Uğur Meleke'nin Milliyet Gazetesi'nde derlediği ve dile getirdi UEFA ülke katsayılarımızın bugünkü durumu ve olası inebileceğimiz sıra aşağıda sizlerle paylaşılıyor.
Avrupa kupaları sıralamasında şu anda 11. olan Türk futbolu, 5 yıl mücadelenin dışında kalırsa 53.’lüğe (yani San Marino düzeyine) gerileyecek.
UEFA Ülke Katsayısı'nda 30.Sıraya kadar Düşeriz!

"3 yıl Avrupa kupalarının dışında kalmamız halinde, 11,225 puanla muhtemel derecemiz 30’unculuk olarak gerçekleşiyor. Bu da lig şampiyonumuzun 3 ön eleme oynaması anlamına geliyor. Avrupa Ligi’ne yine 3 takım gönderebiliyoruz, ama onların da ikisi dört, biri 3 ön eleme turu oynamak zorunda kalıyor.
3 yıl Avrupa kupalarının dışında kalmamız halinde tekrar bugünkü derecemize (yani Avrupa 11.’liğine) dönüş de belki 10 senemizi alacak. Çünkü daha fazla ön eleme oynayıp, daha az takımla gruplara girmemiz, daha az puan toplamamız ve daha yavaş yükselmemiz anlamına gelecek." (Uğur Meleke, Milliyet, 30 Nisan 2012)

 
Kaynak: Uğur Meleke, Milliyet, 30 Nisan 2012

Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2010 yılında düzenlediği ve Türk futbolunun gelecek 10 yıllık stratejisini oluşturan “Futbolla Türkiye’yi İleriye Taşıma” temel anlayışından da vazgeçmek anlamına geliyor. Bu ise, Türk Futbolun temel çelişkilerinden birisini oluşturuyor.
3. Altyapıya Etkisi

Futbola yeterli fon transfer edemeyen ve gelir elde edemeyen  bir ekonomi doğal olarak, futbolun alt yapısına da yatırım yapamayacaktır. Alt yapısı gelişmeyen ya da ihmal edilen bir futbol liginin ayakta kalması ve rakipleriyle mücadele edebilmesi mümkün değildir. Bu durum orta ve uzun vadede futbolumuzun rekabetçi dengesini sportif anlamda olumsuz etkileyecektir.

Sonuç

Yukarıda yaptığımız analiz ve bu analizden çıkarmaya çalıştığımız olası sonuçlar, Türk futbolunun Avrupa’ya gitmeme gibi bir lüksünün olmadığını bize gösteriyor.

UEFA’ya karşı bir duruş sergileyebilmenin yolu iktisadi, mali ve sportif anlamda güçlü olmaktan geçiyor. Bu güç dengesi ve merkezinde yer almayan bir futbol yapısının ayakta kalması, böylesi bir karar durumunda ancak devletin açık desteği ve bu alana aktaracağı parasal fonlara bağlı olacaktır. Bu ise, siyasetin futbol üzerindeki vesayetini daha da artırması anlamına gelir. Oysa, biz bu vesayeti ortadan kaldırmanın yolunu aramalıyız.

Yukarida okuduklarimiz bir bankaci ve futbol ekonomisinde belkide Turkiye'nin tek uzmanina ait. Evet Tigrul Aksar bunlari anlatiyorda anlatiyor ama onu da kimse dinlemiyor. Zira ne dinlemeye ne de is yapmaya yatkin degiller Olsalar ne fark ederki, babam istemiyor.
Ne demek istedigimi bir sonraki yazimda anlatacagim. Zira babamin derdi ne futbol, ne Turkiye...O nun derdi baska...

Tunc Uner
Mayis 2012


Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire